bark

English-Turkish Translation

  1. Noun, Botany kabuk
  2. havlama.
    to give a bark: havlamak.
  3. (tilki vb. hayvanların çıkardığı) köpek havlamasına benzer ses.
  4. patlama, kısa patlama sesi.
    The bark of his revolver: tabancasının patlaması.
  5. bağırma, ânî/sert emir.
    The foreman's bark sent the idlers back to their machines: Ustabaşının
    bağırması üzerine aylâk gezen işçiler makinelerinin başına döndüler.
    His bark is worse than his bite: Sen onun bağırıp çağırmasına bakma/tehditleri kuru sıkıdır/Ne varsa dilindedir.
  6. öksürük.
  7. havlamak.
    His dog always barks at the strangers.
  8. patlamak, havlamaya benzer kısa-kesik sesler çıkarmak.
    The big guns barked.
  9. bağırmak.
    A man was barking at his children.
  10. (bir eğlence yerinin kapısında) çığırtkanlık etmek.
  11. öksürmek.
  12. bağıra bağıra konuşmak/emirler vermek.
    He was barking orders at his subordinates.
  13. Botany kabuk, ağaç kabuğu.
  14. sepi kabuğu: sepilemede kullanılan kabuk.
    Peruvian bark: kınakına.
  15. (ağacın) kabuğunu soymak.
    to bark a tree.
  16. sepilemek.
  17. derisini/kabuğunu ovup çıkarmak, derisi soyulmak.
    bark one's shin: incik kemiği sıyrılmak.
  18. Noun üç (veya daha fazla) direkli yelkenli gemi, barka.
  19. Noun (şiirde) gemi, sandal.
    barque şeklinde de yazılır.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

canella bark
kanila: Antil Adalarında yetişen bir ağacın
(Canella winterana) baharat olarak kullanılan tarçına
benzer sarı-turuncu renkli kabuğu.
Noun
cascarilla bark
cascarilla ile ayni anlama gelir. amber kabuğu: amber ağacının acı ve kokulu kabuğu. Tonik (kuvvet
verici) olarak kullanılır.
cassia bark
cassia ile ayni anlama gelir. sinameki.
china bark
cinchona (2).
grow bark
kabuklanmak Verb
Peruvian bark
kınakına kabuğu.
quillai bark
soapbark (2).
sassy bark
bu ağacın kabuğu: yerliler zehir olarak kullanırlar.
without bark
kabuksuz
bark at the moon
boşuna nefes tüketmek, akıntıya kürek çekmek.
Telling him that he's misinformed is just barking at
the moon: Ona yanlış haber verildiğini söylemek boşuna nefes tüketmekten başka bir şey değildir.
bark beetle
kabuk böceği
(Scolytidae) : ağaç kabuklarının altında yuva kuran bir tür böcek.
bark up the wrong tree
yanlış kapı çalmak, nafile uğraşmak, boşuna ümitlenmek, avucunu yalamak.
If she expects me to get
her a job, she's barking up the wrong tree: Kendine iş bulacağımı umuyorsa, avucunu yalasın (boşuna ümitlenmesin).
China bark, Jesuit's bark, Peruvian bark
cinchona ile ayni anlama gelir. kınakına ağacı kabuğu. Hekimlikte kullanılır.
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ev bark sahibi
family man
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Ev, mesken, ... sözünde geçer
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.