bekleyen

Turkish-English Translation

  1. prepared
  2. waiting
  3. expectant
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

acil çözüm bekleyen
pressing Adjective
çözüm bekleyen
pending
bekleyen işlemler
pending operations Noun
bekleyen işler
pending matters Noun
bekleyen işler
pending tray
bekleyen sipariş
standing order
bekleyen sipariş
back order
bekleyen siparişler
outstanding orders Noun
bekleyen yazışma
outstanding correspondence
bankada hizmet bekleyen müşteri kuyruğu
queue
bebek bekleyen anne
expectant mother
bebek bekleyen kadın
prospective mother
bir menkule ait muntazır hak (bu hakkı bekleyen onu iktisap edemeden ölürse hak vârislerine geçmez
contingent interest in personal property
cevap bekleyen birikmiş mektupları olmak
to be in arrears with one's correspondence Verb
cevap bekleyen mektup bular
outstanding correspondence
cevap bekleyen mektuplar
outstanding correspondence
cevap bekleyen mektupları cevaplandırmak
to follow up on correspondence Verb
cevap bekleyen soru
open question Noun
cevap bekleyen yazışmaları bitirmek
to polish off arrears of correspondence Verb
çözüm bekleyen işler
matters to be dealt with Noun
duruşma sırasını bekleyen davaları temizlemek
to clear the docket Verb
istenmek üzere postanede bekleyen telgraf
telegram to be called
ivedi çözüm bekleyen sorun
problem of particular urgency
kalkmak üzere bekleyen uçak
waiting plane
karar bekleyen dosyalar
pending files Noun
kendini bekleyen güçlükleri önceden sezmek
to foresee trouble Verb
miras hakkını bekleyen mirasçı
expectant heir
raf malı (mağaza raflarında bekleyen , sürümü düşük mal
shelf warmer
üretilmeyi bekleyen mallar
future goods Noun
yapılmayı bekleyen birikmiş işler
backlog
Turkish-English phrases from Zargan's own database