bel

English-Turkish Translation

  1. Noun, Communication bel: 10 desibel, iki gücün oranının ondalık logaritması.
  2. Noun (bkz: bael ).
  3. Noun Babil ve Asurluların yer tanrısı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

bel canto
kıvrak şarkı söyleme tarzı.
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. spade
  2. sperm
  3. saddle
  4. waist
  5. loins
  6. the small of the back
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bahçe beli
spud
bahçıvan beli
spade
belkemiği eğriliği
scoliosis Noun, Medicine
çatal bel
digging fork Noun, Agriculture
çatal bel
spading fork Noun, Agriculture
çatal bel
garden fork Noun, Agriculture
çok ince bel
wasp waist
bel ağrısı
backache Medicine
bel ağrısı
lumbago
bel ağrısı
back pain Noun, Medicine
bel altına vurmak
to punch below the belt Verb
bel altına vurmak
to hit below the belt Verb
bel bağlamak
to trust Verb
bel bağlamak
to rely on Verb
bel bağlamak
to depend on Verb
bel çantası
hip pack Noun
bel çukurum
small of my back Noun, Medicine
bel fıtığı
lumbar disc herniation Noun, Diseases
bel fıtığı
lumbar herniated disc Noun, Diseases
bel gevşekliği
incontinence
bel ile atmak
to fork Verb, Agriculture
bel ile kazmak
to spade Verb
bel ile savurmak
to fork Verb, Agriculture
bel iniz kaç
what size of waist are you
bel kayması
slipped disc
bel kemeri
waist belt
bel kemiği ile ilgili
spinal
bel kemiği olan
vertebrate
bel kemiği olmayan
spineless
bel kemiğinin doğuştan ortadan yarık olması durumu
spinabifida
bel kuşağı
cummerbund Noun
bel ölçüsü
waistline
bel ve kalça ölçüleri
vital statistics Noun
bel verme
sagging
bel verme
sag
bel verme
deflection Noun
bel vermek
to sag Verb
bel vermek
to yield Verb
bel vermek
(wall , ceiling) to sag Verb
bel vermek
to weigh down Verb
bel vermek
to bulge Verb
bel yeri
waistline
(kadın giysilerinde) bel üstü bölümü
corsage
(koyun , sığır , vb) bel ve bacağı
haunch
bir şeye bel bağlamak
to build up upon sth Verb
bir şeye bel bağlamak
to put faith in sth Verb
bir şeye bel bağlamak
to give faith to sth Verb
birinin sözde saygılı davranışına pek bel bağlamamak
to attach little faith to sb's profession of esteem Verb
birinin sözlerine bel bağlamak
to place dependence on sb's words Verb
birinin vaatlerine bel bağlamamak
to take no stock in sb's promises Verb
eften püften şeylere bel bağlamak
to catch at a straw Verb
giysinin bel yeri
waistband
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İnsan vücûdunun orta kısmında göğüsle karın ... ve kuşak bağlanan yer
  2. Ses şiddeti birimi
  3. Erkekte üreme hücrelerinin meydana getirdiği, cinsî ... suyu, menî, nutfe, sperma
  4. Kenarına ayakla basılıp yere batırılmak sûretiyle ... çatal biçiminde zirâat âleti
  5. Yutma
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.