bir kimse

Turkish-English Translation

  1. man
  2. somebody
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

çok kabiliyetli bir kimse
a person of great ability
iffetli bir kimse
like ceasar's wife
bir kimse ile ilişkisini keserek
ostracize
bir kimse tatildeyken yerine çalışan kimse
vacation replacement
bir kimsenin kanunen bakmakla yükümlü olduğu kimse
legal dependent
bir kimseyle kardeş olmaya yemin etmiş kimse
sworn
çok yönlü bir kimse olmak
to be a man of parts Verb
hızlı daktilo yazan bir kimse olmak
to be quick typist Verb
hızlı daktilo yazan bir kimse olmak
to be a quick typist Verb
iğrenç bir kimse ya da şey
pipsqueak
önemsiz bir kimse olmak
to be nobody Verb
övünülecek değerli bir kimse olmak
to be an adr Verb
özel bir kimse olmamak
to be nobody in particular Verb
son derece güvenilir bir kimse olarak bilinmek
to pass for a person of absolute reliability Verb
tam güvenilir bir kimse olarak bilinmek
to pass for a man of absolute reliability Verb
yapışkan bir kimse olmak
to be as close as an oyster Verb
amatörce bir işle uğraşan kimse
dabbler
belirli bir senenin öğrencisi olup mezun olmamış kimse
ex
belirli bir takımdan olan kimse
stringer
belli bir faiz limitine kadar borç alacak kimse
marginal borrower
bir aileyi geçindiren kimse
supporter of a family
bir amaç için para toplayan kimse
fund- raiser
bir bahis için ortaya konan parayı muhafaza eden kimse
stakeholder
bir başkasının yerine geçici olarak çalışan kimse
counter hand
bir çıkar veya macera için askerlik yapan kimse
soldier of fortune
bir davaya hukuki itirazda bulunan kimse
demurrant
bir deniz mahkemesinde dava açmak üzere dilekçe veren kimse
libellant
bir depo ya da antrepoya sahip olan veya bunu işleten kimse
wharfinger
bir dergi yayınında çalışan kimse
magazinist
bir dergiye abone olan kimse
subscriber to a periodical
bir grubun dışında kalan kimse
outsider
bir grubun sırlarını ve âdetlerini bilen kimse
initiate
bir hakkı kötüye kullanan kimse
misuser
bir ilkeyi yaymaya çalışan kimse
propagandist
bir kararı kaleme alan kimse
resolutioner
bir kazadan sağ olarak kurtulan kimse
survivor
bir konuda titizlenen kimse
stickler
bir konunun kuramsal yanı ile uğraşan kimse
theoretician
bir mecliste oyları sayan kimse
teller
bir meslekte başta gelen kimse
prince
bir mülkü işgal eden kimse
squatter
bir müzik aleti çalan kimse
instrumentalist
bir poliçe veya bonoyu ödeyen kimse
payor
bir rekoru elinde tutan kimse
record holder
bir senedi kabul eden kimse
taker of a bill
bir senedi satın alan kimse
purchaser of a bill
bir şey üzerinde hak iddia eden kimse
postulant
bir şeye maruz olan kimse
subject
bir şeyi başlatan kimse
progenitor
bir şeyi icra eden kimse
performer
bir şeyi önceden niyeti yokken görünce satın alan kimse
impulse buyer
bir şeyin tepesini kesen kimse veya alet
topper
bir soydan gelen kimse
descendant
bir suçu ikinci kez işleyen kimse
second offender
bir suçu ilk kez işleyen kimse
first offender
bir toplantıya katılan kimse
participant of a meeting
bir ülkenin kuzey kesiminde yaşayan kimse
northerner
bir yerde oturan kimse
resident
bir yerden haksız olarak çıkarılan kimse
disseizee
davayı daha yüksek bir mahkemeye temyiz eden kimse
appellant
fiilen bir makamı işgal eden kimse
officer de facto
gizli bir derneğe alınmış kimse
initiate member of a secret society
gizli bir örgüte girmeye yeminli kimse
pledge
hakkı olmadan bir işe karışan kimse
stranger
hakkı olmaksızın bir taşınmaza sahip çıkan kimse
abator
haklı olmadan bir şeyi (özellikle tahtı) isteyen kimse
pretender
ikinci derecede fakat önemli bir iş yapan kimse
cog
istenilmediği bir yere giren kimse
cuckoo in the nest
kendini bir şey sanan kimse
whippersnapper
kendisine bir şey hibe edilen kimse
grantee
kendisine bir şey temlik olunan kimse
alienee
kimse tarafından bir şey söylenmemek
to be kept in the dark Verb
kiralanmış bir mülkün geri verileceği kimse
reversioner
olağanüstü bir şey veya kimse
humdinger
süresi uzatılmış herhangi bir şey veya kimse
holdover
uçak veya başka bir taşıtı kaçıran kimse
hijacker
zahmetli bir işi sonuna kadar sebatla yürüten kimse
plodder
Turkish-English phrases from Zargan's own database