birlestirmek

Turkish-English Phrases

(basım) birleştirmek
to run in Verb
(fotoğrafçılık) parça parça resim çekip birleştirmek
to mosaic Verb
askeri kuvvetleri birleştirmek
to join forces Verb
bankaları birleştirmek
to consolidate banks Verb
bankaları birleştirmek (füzyon
consolidate banks
bir bankayı bir başka banka ile birleştirmek (füzyon
incorporate one bank with another
bir devleti bir başkasıyla birleştirmek
to incorporate a state into another Verb
bir komünü bir başka komünle birleştirmek
to incorporate a town Verb
bir ülkeyi bir diğeriyle birleştirmek
to unite one country with another Verb
bir ülkeyi birleştirmek
to unify a country Verb
biriyle askeri kuvvetlerini birleştirmek
to join forces with sb Verb
biriyle askeri kuvvetlerini birleştirmek
to join forces with Verb
birleştirmek
to defragment Verb, Information Technology
birleştirmek
to joint Verb
birleştirmek
to consolidate Verb
birleştirmek
to combine Verb
birleştirmek
to merge Verb
birleştirmek
to bond Verb
birleştirmek
to fit together Verb
birleştirmek
to compound Verb
birleştirmek
to confederate Verb
birleştirmek
to congregate Verb
birleştirmek
to interweave Verb
birleştirmek
to federate Verb
birleştirmek
to incorporate Verb
birleştirmek
to rejoin Verb
birleştirmek
to unify Verb
birleştirmek
to connect Verb
birleştirmek
to whip into line Verb
birleştirmek
to integrate Verb
birleştirmek
to conflate Verb
birleştirmek
to tie Verb
birleştirmek
to link Verb
birleştirmek
to interlink Verb
birleştirmek
to knit Verb
birleştirmek
to put together Verb
birleştirmek
to compose Verb
birleştirmek
to marry Verb
birleştirmek
to hook up Verb
birleştirmek
to unite Verb
birleştirmek
to league Verb
birleştirmek
to splice Verb
birleştirmek
to weld Verb
birleştirmek
to conjoin Verb
birleştirmek
to fuse Verb
birleştirmek
to assemble Verb
birleştirmek
to mix Verb
birleştirmek
to interlace Verb
birleştirmek
to join Verb, Information Technology
birleştirmek
to concatenate Verb
birleştirmek
to pool Verb
birleştirmek
tack
birleştirmek
tie
birleştirmek
unitize
birleştirmek
bond
birleştirmek
conjugate
birleştirmek
interlace
birşeyi birleştirmek
to fit something together Verb
birşeyi birşeyle birleştirmek
to incorporate something into something Verb
birşeyi birşeyle birleştirmek
to fuse something with something Verb
davaları birleştirmek
to consolidate proceedings Verb
davaları birleştirmek
to consolidate actions Verb
davaları birleştirmek
to join Verb, Law
davaları birleştirmek
consolidate cases Verb, Law
dikiş ile birleştirmek
to seam Verb
gazeteleri tek bir gazeteler birliği halinde birleştirmek
to syndicate newspapers Verb
güçlerini birleştirmek
to combine resources Verb
iki aday listesini birleştirmek
to combine two electoral lists Verb
iki davayı birleştirmek
to join two causes of action Verb
iki parsel arsayı birleştirmek
to assemble two parcels of land Verb
iki parseli birleştirmek
to assemble two parcels of land Verb
imkanlarını birleştirmek
to combine resources Verb
ipotekleri birleştirmek
to pool mortgages Verb
kabaca birleştirmek
to cobble together Verb
kaplamalarla birleştirmek
to fair Verb
kaynaklarını birleştirmek
to combine resources Verb
menfaatlerini bir başkasıyla birleştirmek
to join interests with sb Verb
parça parça şeyleri eritip birleştirmek
to melt down Verb
sanayi deneyimini üniversite hayatıyla birleştirmek
to blend industrial experience with academic life Verb
sanayileri dikey bir tröst halinde birleştirmek
to form industries into a vertical trust Verb
sevkiyatları birleştirmek
to consolidate shipments Verb
sevkıyatları birleştirmek
to consolidate shipments Verb
şirketleri birleştirmek
to unite companies Verb
şirketleri birleştirmek
to amalgamate Verb
sorumluluklarını birleştirmek
to join together in responsibility Verb
tire ile birleştirmek
to hyphenate Verb
yeniden birleştirmek
to reunite Verb
yeniden birleştirmek
to rejoin Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

birleştirmek
Ayrı şeyler ... getirmek, kaynaştırmak