Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
boiling
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun, Chemistry
kaynama
kaynayan, kaynar.
boiling water
: kaynar su.
yakıcı.
under a boiling sun
: yakıcı güneş altında.
taşan, çalkalanan, kudurmuş.
the boiling sea.
çok öfkeli, hiddetli, kızgın.
çok, aşırı, pek ziyade.
He got boiling drunk
: Zil zurna sarhoş oldu.
The coffe is boiling hot
: Kahve çok sıcaktır.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
(water) boiling
kaynar
keep the pot boiling
(a) geçimini çıkarmak, geçinecek kadar para kazanmak, (b) işi bütün hızı ile/tavsamadan sürdürmek, sohbetin tavsamasını önlemek.
rise when boiling
kabarmak
Verb
boiling point
kaynama noktası, bir sıvının doygun buhar basıncının dış basınca eşit olduğu sıcaklık derecesi.
boiling point
kaynama noktası
Noun, Chemistry
boiling up
fokur fokur
boiling water
kaynar su
Food-Kitchen
a thick syrup made by boiling down grape juice
pekmez
cook in boiling water
haşlamak
Verb
meat which is cooked by boiling and then served cold
söğüş
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.