bosa

Turkish-English Phrases

(vites) boşa almak
to lever into neutral Verb
atışta boşa gitme
miss
bandı boşa almak
to unload tape Verb, Information Technology
bir fırsatı boşa harcamak
to throw away an opportunity Verb
bir planı boşa çıkarmak
to frustrate a plan Verb
bir suikastin boşa çıkması
failure of a plot
bir tasarıyı boşa çıkarmak
to render a plan abortive Verb
biri tarafından boşa harcanmak
to be wasted on someone Verb
birini boşa çıkarmak
to free up someone Verb
birinin beklentilerini boşa çıkarmak
to let someone down Verb
birinin güvenini boşa çıkarmak
to let someone down Verb
birinin umutlarını boşa çıkarmak
to let someone down Verb
boşa almak
to prop up (a building) temporarily for repairs Verb
boşa almak
(mech) to uncouple Verb
boşa çaba
dead lift
boşa çalışma
power off
boşa çalışmak
to have nothing for one's pains Verb
boşa çıkan çabalar
fruitless efforts Noun
boşa çıkan çabalar
unlucky efforts Noun
boşa çıkan çabalar
wasted efforts Noun
boşa çıkan girişim
vain attempt
boşa çıkan haciz
unsatisfied execution
boşa çıkaran
frustrating
boşa çıkarmak
to put something out Verb
boşa çıkarmak
to let down Verb
boşa çıkarmak
to free Verb
boşa çıkarmak
to frustrate Verb
boşa çıkarmak
to explode Verb
boşa çıkarmak
to baffle Verb
boşa çıkmak
to miscarry Verb
boşa çıkmak
to turn out to be useless Verb
boşa çıkmak
to turn up a blank Verb
boşa çıkmak
to end in nothing Verb
boşa çıkmak
to come to nought Verb
boşa çıkmak
to result in nothing Verb
boşa çıkmak
to fizzle out Verb
boşa çıkmak
to come to naught Verb
boşa çıkmış
disappointed
boşa dil dökmek
to waste your breath Verb
boşa dönen kasnak
idler
boşa giden çaba
abortive effort
boşa giden çaba
fruitless effort
boşa giden çabalar
wasted effort
boşa giden emek
wasted effort Noun
boşa giden para
wasted money
boşa giden yetenek
wasted talent
boşa giden zaman
wasted time
boşa gitme
wasting
boşa gitmek
to be of no use Verb
boşa gitmek
to go down the drain Verb
boşa gitmek
to turn out crabs Verb
boşa gitmek
to come to nothing Verb
boşa gitmek
to be wasted Verb
boşa gitmiş
wasted
boşa gitmiş
down the drain
boşa harcamak
to waste Verb
boşa harcamak
to squander Verb
boşa harcamak
to blow Verb
boşa harcamak
to misspend Verb
boşa harcanan para
wasted money
boşa harcanan vakit
idle time
boşa konuşmak
to waste your breath Verb
boşa uğraşmak
to bite on granite Verb
boşa vakit harcamak
to faff Verb
boşa vakit harcamak
to squander time Verb
boşa vakit harcamak
to ponce about Verb
boşa zaman harcama
time wasting
boşa zaman harcama
time-wasting
boşa zaman harcamak
to fiddle Verb
çabasını boşa harcamak
to dissipate one's effort Verb
enerjisini boşa harcamak
to flog a dead horse Verb
hayatıni boşa harcamak
to squander one's life in vain Verb
hayatını boşa harcamak
to riot away one's life Verb
hayatını boşa harcamak
to squander one's life routinely Verb
iyi bir fırsatı boşa harcamak
to give away a good chance Verb
önceden öğrenip birinin kaçma planını boşa çıkarmak
to foil sb's escape Verb
paraları boşa harcamak
to dissipate of funds Verb
parasını boşa harcamak
to throw money down the drain Verb
parasını boşa harcamak
to spend one's money for no purpose Verb
parayı boşa harcamak
to waste money Verb
sözlerini boşa harcamak
to waste one's words Verb
ufak işlerle vaktini boşa harcamak
to piddle Verb
ümitleri boşa çıkmak
to fail in one's hopes Verb
umutların boşa gitmesi
shipwreck of one's hopes
umutlarını boşa çıkartmak
to disappoint Verb
vaktini boşa harcamak
to footle away one's time Verb
vaktini boşa harcamak
to peddle away one's time Verb
vaktini boşa harcamak
to dawdle away one's time Verb
vaktini boşa harcamak
to idle Verb
vitesi boşa alma
gear release
vitesi boşa almak
to slip the gear into neutral Verb
vitesi boşa almak
to throw out of gear Verb
zamanı boşa geçirmek
to squander time Verb
zamanı boşa harcamak
to dilute time Verb
zamanın boşa harcanması
dilution of time
zamanıni boşa harcamak
to snooze time away Verb
zamanını boşa harcamak
to live in idleness Verb
zamanını boşa harcamak
to riot away one's time Verb
zamanını boşa harcamak
to snooze time away Verb
zamanını boşa harcamak
to fritter away one's time Verb
zamanını boşa harcamak
to misemploy one's time Verb
zamanını boşa harcamak
to waste one's time Verb
zamanını boşa harcamamak
to use one's time profitably Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Gemilerde hareket hâlindeki zincirleri güven altına ... durdurmak için yapılan iş
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.