bribery

accuse someone of bribery

birini rüşvet almakla suçlamak Verb

attempted bribery

rüşvet verme teşebbüsü

be accused of attempted bribery

rüşvet girişiminde bulunmakla suçlanmak Verb

be accused of attempted bribery

rüşvet girişiminde bulunmakla suçlamak Verb

business bribery

işletme rüşveti

corporate bribery

şirketin verdiği rüşvet

he was accessible to bribery

rüşvet almaz değil

judicial bribery

hâkimin rüşvet alması

open to bribery

rüşvet alır

practice practise bribery

rüşvet vermek Verb

practise bribery

rüşvet yemek Verb

prevalence of bribery

rüşvetin yaygınlığı

solicitation to bribery

rüşvete teşvik

bribery and corruption

rüşvet ve irtikâp

bribery and corruption

rüşvet ve yolsuzluk

bribery and extortion

rüşvet ve irtikap Noun, Law

bribery at elections

seçimde rüşvet

bribery fund

rüşvet fonu

bribery of a creditor

alacaklının rüşveti

bribery of a creditor

alacaklının rüşvetı

bribery of a juror

jüri üyesine rüşvet verme

bribery of officials

memurlara rüşvet verme

bribery or embezzlement perpetrated by a government official

irtikâp

bribery prudence

rüşevtle mücadele Noun

bribery revelations

rüşvet açıklamaları Noun

bribery scandal

rüşvet skandalı

Law on Declarations of Property and the Fight Against Bribery and Corruption

Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Proper Name, Law