bud

  1. Noun, Biology çıkıntı (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. tomurcuk, gonca.
    leaf bud: yaprak tomurcuğu.
    flower bud: gonca, çiçek tomurcuğu.
    The
    new buds begin to appear in the spring.
  3. Zoology tomur: (ilkel yapılı hayvanlarda gelişerek yeni birey oluşturan) çıkıntı.
  4. Anatomy tomur: küçük çıkıntı (tadalma, dokunma çıkıntıları gibi).
  5. gelişmemiş/olgunlaşmamış birey/nesne.
  6. tomurcuklan(dır)mak, tomurcuk çıkarmak, goncalan(dır)mak, gonca aç(tır)mak.
    The trees are budding and spring is near.
  7. büyümeye/gelişmeye başlamak.
  8. gelişmenin başlangıcında/ilk basamağında olmak.
  9. (ağacı) aşılamak.
  10. Noun kardeş.
  11. Noun kardeş(im), arkadaş(ım): adı bilinmeyen birisine (erkeğe) hitapta kullanılır.
tomurcuk
at çıbanında görülen şişkinlik/abse.
tomurcuk. Noun
tomurcuk halinde.
A child may be a future physicist in the bud.
yaprak tomurcuğu. Noun
karma tomurcuk: dal, yaprak ve çiçek üreten tomurcuk.
(gelişme) başlangıcında iken önle(n)mek/engelle(n)mek/durdurmak.
The business recession was nipped in the bud.
başlangıçta durdurmak/yok etmek, bastırmak, meydan vermemek, akamete uğratmak.
All his plans were
nipped in the bud by the sudden death of his benefactor.
öncü olmak Verb
kuyruk çıkıntısı (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
tadım cisimciği, papilla.
tomurcuk kabuğu, kapçık. Noun

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. bk. buut
  2. Varlık