carbonate

English-Turkish Translation

  1. Noun, Biology karbonat
  2. karbonat: karbonik asidin tuzu veya esteri.
  3. karbonatlaştırmak, karbonata çevirmek, karbon dioksit soğurtmak/emdirmek.
    carbonated: karbonatlı, karbon dioksitli.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

ammonium carbonate
(a) amonyum karbonat, (NH4)2CO3, renksiz kristalli bileşik, (b) amonyum
bikarbonat ve amonyum karbamat karışımı beyaz toz veya renksiz, sert, kristalli kütle halinde bulunur. Kokulu tuzlar veya maya tozu yapmakta kullanılır.
barium carbonate
baryum karbonat, BaCO3: beyaz, suda erimez, zehirli toz. Fare zehiri, boya vb. yapmakta kullanılır.
basic lead carbonate
ceruse
calcium carbonate
kalsiyum karbonat, CaCO3: doğada kireçtaşı halinde bulunur. Kireç ve çimento yapmakta, diş macunlarında kullanılır. Noun
lithium carbonate
lityum karbonat, Li2CO3. Cam/seramik yapımında, taşkın çökümlü çıldırı tedavisinde kullanılan kristalli toz.
magnesium carbonate
magnezyum karbonat: MgCO3. Beyaz kristalli tuz. Noun
potassium carbonate
potasyum karbonat: K2CO3. Sabun, cam vb. yapımında kullanılan beyaz kristalli bileşim. Noun
sodium carbonate
ash ile ayni anlama gelir. soda, sodyum karbonat, çamaşır sodası.
sodium carbonate
Sodyum karbonat, Na2CO3. Cam, seramik, sabun yapımında, çamaşır tozu olarak vb. kullanılır.
English-Turkish phrases from Zargan's own database