cekirdek

Turkish-English Phrases

bölünmeye yatkın çekirdek
fissionable nucleus Noun, Chemistry
çekirdek
kernel Information Technology
çekirdek
pip
çekirdek
grain
çekirdek
seed
çekirdek
stone (fruit
çekirdek
cob
çekirdek
nuclear
çekirdek
core (memory) Information Technology
çekirdek
kern
çekirdek
spore
çekirdek
bean
çekirdek
nucleus Noun, Chemistry
çekirdek
core Noun
çekirdek ...
nucellular
çekirdek ...
nuclear
çekirdek aile
nuclear family Noun, Geography
çekirdek alanı
core area
çekirdek ayıklayıcı
olive stoner Noun, Food-Kitchen
çekirdek ayıklayıcı
cherry pitter Noun, Food-Kitchen
çekirdek beceriler
core skills (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
çekirdek birlik
crack unit
çekirdek bölünmesi
nuclear division
çekirdek bölünmesi
nuclear fission Noun, Chemistry
çekirdek bölünmesi
nucleus splitting Noun, Chemistry
çekirdek çıkarıcı
stoner
çekirdek dolu
seedy
çekirdek enflasyon
core inflation Noun, Economics
çekirdek fiziği
nuclear physics Noun, Physics
çekirdek içi
kernel
çekirdek kadro
core members Noun
çekirdek kahve
coffee bean
çekirdek kaynaşması
nuclear fusion
çekirdek mevduat
core deposit Noun, Banking
çekirdek parçalanması
nuclear disintegration
çekirdek reaktörü
chain- reacting pile
çekirdek satış
assured base of sales Noun, Competition Law
çekirdek talep
assured base of demand Noun, Competition Law
iki dirhem bir çekirdek
quite the thing
iki dirhem bir çekirdek
spiffed up
iki dirhem bir çekirdek
as sweet as a nut
iki dirhem bir çekirdek giyinmek
to be dressed up to the nines Verb
iki dirhem bir çekirdek yapmak
to lay someone out in lavender Verb
leblebi çekirdek parası
peanuts
Turkish-English phrases from Zargan's own database

çekirdek
Meyvelerde bulunan, sayısı bir veya daha ... olabilen, sert kabuklu tohum