citizen

  1. Noun, International Law vatandaş
  2. Noun yurttaş
  3. Noun uyruk, tebaa.
    native citizen: doğuştan uyruk (bir devletin uyruğu olarak doğmuş kişi).
    naturalized
    citizen: sonradan bir devletin uyrukluğuna giren kimse.
  4. Noun vatandaş, hemşeri, kentli, şehirli.
    senior citizen: yaşlı emekli.
  5. Noun (bir yerde) yerleşmiş, sürekli yaşayan, sakin.
    The deer is a citizen of our woods.
  6. Noun sivil kimse/şahıs (asker, polis vb. değil). Kadınlar için:
    citizeness denir.
vatandaşlık Noun, International Law
üçüncü ülke vatandaşı Noun, International Law
vatandaş olarak kayıt olmak için başvurmak Verb
vasat vatandaş
İngiliz Milletler Topluluğu vatandaşı
çifte vatandaş Noun, Public Administration
çifte vatandaş Noun, Politics-Intl. Relations
Avrupa Birliği vatandaşı Noun, International Law
vatandaş
hemşeri
hemşehri Noun
özgür vatandaş
vatan evladı Noun
türk tabiiyetinde
(US) Amerika'da doğmuş Amerikalı
doğal/doğuştan vatandaş. Noun
US doğma büyüme vatandaş
vatandaşlığa kabul edilmiş Amerikalı
Amerikalı
uyruk değiştiren göçmen vatandaş
göçmen vatandaş
(US) uyruk değiştirmiş
(US) vatandaşlığa kabul edilmiş Amerikalı
tarafsız ülke vatandaşı Noun, International Law
(US) memlekette oturmayan Amerikan vatandaşı
(US) hariçte mukim vatandaş
dış ülkede oturan vatandaş
iyi halli vatandaş
barışsever vatandaş
sıradan vatandaş
vatandaş
vatandaşlık haklarına sahip olmak Verb
itibarlı vatandaş
(US) Amerika'da oturan Amerikan vatandaşı
(US) ikametgâhı ABD'de olan vatandaş
amerika'da oturan amerikan vatandaşı
ikinci sınıf vatandaş (hakları verilmeyen kişi
ikinci sınıf vatandaş Noun
(US , Kanada) yaşlı kimse
oy kullanan ve vergi veren vatandaş
dünya vatandaşı Noun
yurttaş meclisi Noun, Politics-Intl. Relations
(US) amatör telsiz iletişimi
vatandaş girişimi
Yurttaş Kane Proper Name, Cinema
(US) fahri hemşeri
dünya vatandaşı
yurttaş katılımı Noun
(US) vatandaşlık hakları Noun
vatandaş tutuklaması: bir şahsın vatandaşlık yetkisine dayanarak suçluyu tutuklaması.
(US) vatandaşlığa kabul edilmek