clamp

  1. kenet, mengene, kıskaç.
    clamp coupling: kenetli kavrama.
  2. kıskaç, krampon, işkence.
  3. sıkma, kasma, germe.
    clamp bolt: kaskı cıvatası.
    clamp dog: kurbağacık.
    clamp jaw:
    sıkma/kasma/germe çenesi.
    clamp jig: sıkma/germe avadanı.
    clamp screw: sıkma vidası.
  4. (mengene ile) sıkıştırmak, kenetlemek, kasmak, germek, bastırmak, tespit etmek.
    clamp these two pieces of wood together.
  5. hantal hantal yürümek, ağır adımlarla/sarsak sarsak ilerlemek.
bağlama kelepçesi
mengene
kaporta kapağı
kaporta kapağı
kenet
hand screw.
gazetelere sansür koymak Verb
fiyatlara tavan tespit etmek Verb
kavrama
kenetli kavrama
çok sıkı kontrol altına almak, kontrolu sıklaştırmak, çok titiz olmak, sıkmak, göz açtırmamak.
The
government is clamping down tax dodgers: hükümet vergi kaçakçılarını sıkı sıkıya kontrol ediyor.
krediyi sınırlama
kredi vermeyi frenlemek Verb
krediyi uygulamaya koymak Verb
bağlama düzeni
bağlama tertibatı
harcamaları sınırlandırmak Verb
sıkma vidası Noun
çektiri: büyük eşyayı kavrayıp taşımaya mahsus paralel iki kolu olan kamyon Noun