cog

  1. Noun çark dişi.
  2. Noun dişli çark.
  3. Noun büyük bir kurum veya işletmede tâli derecede fakat lüzumlu rolü olan şahıs, sağ kol.
    cog in the machine/in
    the wheel
    k.d. önemsiz/tâli derecede şahıs/şube vb.
    I am only a cog in the machinery: Ben önemsiz/sözü geçmeyen bir kimseyim.
  4. Noun kerestenin ucundaki erkek geçme parçası.
  5. zar tutmak, zarda hile yapmak.
  6. (zar oyunu ile) aldatmak, dolandırmak.
  7. para/menfaat karşılığı dalkavukluk yapmak.
  8. yaltaklanmak, tatlı dille kandırmak.
  9. (keresteyi) geçme yapmak, geçirmek, geçme dişlerle birbirine eklemek.
  10. hile, desise, yalan, dalavere.
  11. Noun küçük sandal.
  12. Noun (16'ncı yy.'dan önce kullanılan) geniş/enli tekne.
yanlış yapmak, hata etmek.
hata etmek/işlemek, yanlış yapmak.
dişli ray.
dişli tren/demiryolu.
rack railway ile ayni anlama gelir. Noun