kızmak, köpürmek, ateş püskürmek, öfkelenmek, hiddetlenmek.
beyaz yakalık, genç kızların okul yakalığı.
Noun
köpek tasması (iri/kuvvetli köpekler için).
pire tasması
Noun, Veterinary Medicine
yüzdürücü: uzay gemisi denize inince batmamasını sağlayan şişirilmiş düzenek.
birini yakasından yakalamak
Verb
kızgın, öfkeli, hiddetli.
be/get hot under the collar: kızmak, öfkelenmek.
(US) kadınların daha çok görev aldığı meslek kolları
Noun
kimsenin boyunduruğu altına girmemek
Verb
resmî elbiseyle giyilen uçları kıvrık gömlek yakası
halka-göze: halkalı çıkıntısı olan kamçı biçiminde göze.
Noun
birleşme sözleşmesinin imzalanması sırasında hisse fiyatlarını tam saptamaktansa düşebilecekleri bir limit koymaları
Noun
(US) işçi sınıfının tepkisi
görevi sırasında yasaları çiğneyen ticaret ya da meslek adamı
(US) beyaz yakalı memur sınıfı
büro işçisi sendikası
Noun