collar

  1. Noun, Textile Industry yaka
  2. yaka(lık).
    The collar comes off this shirt and can be washed separately.
    blue-collar worker:
    fabrika işçisi.
    white-collar worker: memur.
    collar band: gömleğin yaka şeridi.
    seize by the collar: yakasına yapışmak.
    slip the collar: yakayı sıyırmak/kurtarmak, kaçmak, sıyrılmak.
  3. gerdanlık.
  4. tasma.
  5. (boyuna geçirilen) halka.
  6. boyunduruk.
  7. Zoology hayvanların boynunda gerdanlık şeklindeki tüy/kürk vb.
    This animal has a black collar and is therefore
    different type from that.
  8. Machines çubuk/mil ucuna bağlı tespit halkası.
  9. Metallurgy kaynak yapılan maden etrafındaki takviye edici halka.
  10. düşey maden şaftının üst halkası.
  11. yaka takmak/geçirmek.
  12. tasma/yular vb. takmak.
    They finally succeded in collaring the unwilling dog.
  13. tasmasından/yakasından/yularından tutmak, yakalamak, yakasına yapışmak/sarılmak.
  14. lâfa tutmak, sözü uzatarak alıkoymak/geciktirmek.
    The reporters collared him for an hour.
  15. esir almak, tutsaklamak, tu(ukla)mak, ele geçirmek.
  16. pişirmek için eti sarmak.
boyunluk Noun, Medicine
kızmak, köpürmek, ateş püskürmek, öfkelenmek, hiddetlenmek.
beyaz yakalık, genç kızların okul yakalığı. Noun
boyunluk Noun, Medicine
köpek tasması (iri/kuvvetli köpekler için).
papaz yakası.
tasma. Noun
dik ve yüksek yaka. Noun
papaz yakası. Noun
köpek tasması
dik ve yüksek yaka
(sert, geniş) yaka.
pire tasması Noun, Veterinary Medicine
yüzdürücü: uzay gemisi denize inince batmamasını sağlayan şişirilmiş düzenek.
birini yakasından yakalamak Verb
ilkel şaka yapmak Verb
kızgın, öfkeli, hiddetli.
be/get hot under the collar: kızmak, öfkelenmek.
boyunluk Noun, Medicine
kapalı devrik yaka. Noun
(US) kadınların daha çok görev aldığı meslek kolları Noun
bahriyeli yakası
baskı bileziği
devrik yaka
geniş dantel yaka.
kimsenin boyunduruğu altına girmemek Verb
yaka nız kaç ?
resmî elbiseyle giyilen uçları kıvrık gömlek yakası
çatının kuşaklık kirişi.
köprücük kemiği
takma yaka düğmesi
yaka düğmesi. Noun
halka-göze: halkalı çıkıntısı olan kamçı biçiminde göze. Noun
birleşme sözleşmesinin imzalanması sırasında hisse fiyatlarını tam saptamaktansa düşebilecekleri bir limit koymaları Noun
şirketlerin
takma yaka düğmesi
meşakkatli iş
(US) işçi sınıfı
(US) işçi sınıfının tepkisi
(US) işçi sendikası Noun
mavi yakalılar Noun
görevi sırasında yasaları çiğneyen ticaret ya da meslek adamı
beyaz yakalı memursınıfı
(US) beyaz yakalı memur sınıfı
(US) büro işi
(US) büro işçisi
(US) büro işçisi
büro işçisi sendikası Noun
(US) büro işi
(US) büro işçisi
beyaz yakalı işçi
büro işçisi