Avrupa Konseyine Üye Devletler Arasında Genç Kişilerin Müşterek Pasaportla Seyahatlerine Dair Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law
bir işçi topluluğu adına toplu müzakere veya sözleşme yapmaya yetkili sendika
toplu iş sözleşmesi
Noun, Employment
toplu sözleşme
Noun, Employment
toplu sözleşme pazarlığı yapan
toplu sözleşme müzakerelerine katılan
toplu iş sözleşmesi
Noun, Employment
toplu iş sözleşmesi birliği
toplu iş sözleşmesi komisyonu
toplu sözleşme müzakeresi
toplu davranış
Noun, Communication
birden çok gayrimenkul üzerine konulan ipotek
toplu sözleşme müzakeresi komisyonu
kolektif bilinç
Noun, Psychoanalysis
başka mallarla birlikte gönderme
(politika) ortak sorumluluk
(politika) kolektif sorumluluk
toplu sözleşme uyuşmazlığı
Noun, Employment
toplu iş uyuşmazlığı
Noun, Employment
birlikte hâkimiyet
Noun, Competition Law
ortak muhayyile
Noun, Sociology
(komünist ülkelerde) ortak önderlik, hükümetin birden fazla kişi tarafından kontrolu.
toplumsal bellek
Noun, Sociology
toplu olarak vatandaşlığa kabul edilme
toplu sözleşme müzakeresi
ortak/müşterek nota, birkaç devlet tarafından imzalanmış nota.
collective ile ayni anlama gelir. topluluk adı: millet, ordu, sürü gibi tekil olduğu halde topluluğu belirten ad.
ortaklaşa iyelik, ortak/müşterek mülkiyet.
toplu sözleşme temsilcisi
ortak güvenlik: uluslararası barışı korumak için saldırgana karşı birleşme politikası.
(milletlerarası hukuk) kolektif savunma
ortak kullanılan ticari marka
(Jung ruhbiliminde) ırksal bilinçdışı: bireyin bilinçdışının geçmişlerinden gelen ve başkalarıyla ortak olan yanı.
kolektif bilinçdışı
Noun, Psychoanalysis
toplu iş sözleşmesi ücret anlaşması
bir firmanın tahsilatını yapmak
Verb
serbest toplu sözleşme müzakeresi