concentrate

English-Turkish Translation

  1. (bkz: concenter ).
  2. merkezîleştirmek, temerküz ettirmek.
  3. (bir yere) topla(n)mak, toparla(n)mak, yığ(ıl)mak.
    The nation's population had been concentrated in
    a few cities. Industrial development is being concentrated in the west of the country.
  4. yoğunlaş(tır)mak, koyulaş(tır)mak, teksif etmek.
    to concentrate fruit juice.
  5. cevherden madeni ayırmak, yabancı maddeleri ayırarak cevheri madence zenginleştirme.
  6. birleş(tir)mek.
  7. Physics koyulaş(tır)mak, deriş(tir)mek.
  8. öz, yoğun/koyulaştırılmış madde.
    Frozen orange juice is a concentrate.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

concentrate (one's thoughts on a certain subject
teksif etmek Verb
copper concentrate
bakır konsantresi Noun, Chemistry
fish protein concentrate
balık özü : balık unundan elde edilip besinlere eklenen proteince zengin madde. Noun
I just can't concentrate
insan akılnı toplayamıyor ki !
concentrate in cities
şehirlerde toplaşmak Verb
concentrate on
kafasını toplamak Verb
concentrate on
dalmak Verb
concentrate on two points
zihnini iki nokta üzerinde toplamak Verb
concentrate on/upon
(dikkati/zihni) bir noktada toplamak, bir hedefe çevirmek.
concentrate police investigation
polis araştırmasını yoğunlaştırmak Verb
concentrate troops
askeri birlikleri toplamak Verb
concentrate troops
askerleri bir merkezde toplamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database