contradict

  1. Transitive Verb yalanlamak, tekzip etmek, yalan çıkarmak, yalan/yanlış olduğunu iddia etmek.
    He contradicted the newspaper
    story: Gazetenin yazdıklarını yalanladı.
  2. Transitive Verb aksini iddia etmek, nakzetmek.
    to contradict oneself. His actions contradicted his words.
  3. Transitive Verb tezat teşkil etmek.
    His way of life contradicts his stated principles.
  4. Transitive Verb karşı olmak, zıt gitmek.
çelişki Noun
bir iddiayı yalanlamak Verb
bir ifadeyle çelişmek Verb
bir dediği bir dediğini tutmamak Verb
tenakuza düşmek Verb
kendiyle çelişmek Verb