conventional

  1. Adjective geleneksel, göreneksel, töresel, uzlaşımsal, saymaca, itibarî, geleneklere/göreneklere/törelere/âdetlere
    uygun.
    a conventional greeting: geleneksel selam(laşma).
    It is conventional to shake hands over a deal: Pazarlıkta anlaşınca el sıkmak âdettir.
  2. Adjective alışılmış, mutat, genellikle kabul edilmiş, kullanılması âdet hükmüne girmiş.
    conventional symbols.

    conventional usage: kabul edilen düzen.
    conventional warfare: nükleer silah kullanmayan savaş.
  3. Adjective beylik, basmakalıp, basit, bayağı.
    She is very conventional about her clothes. a conventional lifestyle/product.
  4. Adjective, Fine Arts genelleştirilmiş, sadeleştirilmiş biçimde (temsil edilen).
  5. Adjective sözleşme/anlaşma ile ilgili.
  6. Adjective, Law örf ve teamüllere dayanan.
  7. Adjective kurultay+, toplantı+, meclis+.
konvansiyonel silahlar Noun
Konvansiyonel silahlar anlaşmalı mal ortaklığı
konvansiyonel kazan Noun, Machinery
mutat vasıtalar Noun
anlaşmalı mal ortaklığı
sözleşmeye bağlanmış konsinyasyon
kullanılan tip
alışılagelmiş olan desen
klasik kuvvetler Noun
âdet olan selamlar
anlaşmalı varis
akitten doğan vâris
itibari mirasçı
(US) anlaşmalı vâris
oranı akit ile belirlenen faiz
normal faiz
sözleşmede öngörülen rehin hakkı
anlaşmalı rehin
anlaşmaya dayanan ipotek
önemli ihtiyaç maddeleri Noun
akdi yükümlülük
akitten doğan borç
geleneksel opsiyon'un öteki adı
geleneksel görgü kuralları Noun
basmakalıp sözler Noun
kesin ibraname
konuşma üslubunda
akdi halefiyet
akdi tarife
anlaşmalı tarife
âkit devletlerin aralarındaki anlaşmaya dayanan gümrük tarifesi
normal ödeme vadeleri Noun
standart tip otomobil
kabul edilen düzen
nükleer silah kullanılmayan savaş
konvansiyonel silahlarla yapılan savaş
konvansiyonel silahlar Noun
nükleer olmayan klasik silahlar Noun
konvensiyonel silahlar Noun
genel kanı
konvansiyonel savaşı nükleer savaşa çevirmek Verb
Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması Proper Name, Law