converter

Noun değiştiren/dönüştüren/çeviren (şey/kimse).
Noun basmacı: pamuklu bezi ağartıp basma haline getiren kimse.
Noun, Electronics çevireç, redresör, konverter: bir tür akımı diğer türe (doğru/alternatif akım) çeviren işlerge/cihaz.
Noun, Radio frekans değiştirici: alınan radyo işaretlerinin frekansını lokal osilatör frekansı ile karıştırarak sabit
bir frekans (orta frekans) üreten elektronik düzen.
Noun, Metallurgy değiştirgeç: (Bessemer usulüyle çelik yapımında olduğu gibi) oksitleyici havanın ergimiş madene püskürtüldüğü kap.
Noun, Physics çevirgen.
converter = convertor reactor: çevirgen tepkileşimlik: ılıncık kaparak bir tür bölünebilir
özdeği başka bir tür bölünebilir özdeğe çeviren tepkileşimlik.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

catalytic converter

tezgen çevirici: otomobilin saldığı gazlardaki CO ve tam yanmamış karbonlu hidrojenler gibi çevre kirletici gazları azaltan düzen.

digital-analogue converter

sayısal-örneksel çevirici.

analog-to-digital converter ( ADC )

örnekselden sayısala dönüştürücü Information Technology

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish