core

  1. Noun, Construction karot
  2. Noun çekirdek
  3. Noun merkez
  4. Noun nüve
  5. Noun göbek
  6. çekirdek.
  7. göbek: meyve vb.'nin içi/çekirdekli kısmı.
  8. Electronics göbek, nüve: transformatör, endüktans, röle vb. gibi elektromagnetik aletlerin üzerine sargı sarılan ince levhalı demir göbeği.
  9. (madencilik ve jeolojide) matkapla yeryüzü derinliklerinden alınan numune.
  10. Geology öz, ateşküre: dünyanın orta kısmında ergimiş demir ve nikelden oluştuğu sanılan ≈ 3400 km. çaplı küre.
    (bkz: crust ) (6),
    mantle (7).
  11. Physics tepkileşimlik (reaktör) çekirdeği.
  12. Information Technology çekirdek: bilgi elemanını depo etmeye veya lojik işlevlerini gerçekleştirmeye yarayan ferromanyetik minyatür halka.
  13. küçük topluluk, takım, küme, grup.
  14. (meyvenin) çekirdeğini/göbeğini çıkarmak.
  15. (yerden vb.) silindirik numune çıkarmak.
çekirdek kadro Noun
merkez-çevre Noun, Sociology
sapına kadar İngiliz olmak Verb
nüve
merkez
şehir hriin merkezi
şehrin merkezi
elmas göbek
nüve: siyasî vb. topluluğun kendini sürekli olarak adamış sadık taraftarlarından oluşan grup. Noun
çetin ceviz: bir kurumun/toplumun çetin, kolay yola gelmez, değişmeye karşı direnen, başeğmez bireyi/grubu. Noun
mıknatıs çekirdeği.
kalıp maçası Noun, Machines
kalıp maçası Noun, Machines
tamamıyla bozuk/çürük, iler tutar tarafı yok, berbat, tefessüh etmiş.
aşırı müstehcen olmayan (pornografi
(a) özüne/dibine kadar, (b) tamamıyla, kâmilen.
sapına kadar Adverb
çekirdek Information Technology
esas faaliyetler Noun, Management
çekirdek alanı
ana faaliyet konusu
central city.
temel öğretim programı, temel müfredat: okutulan derslerin ana bir konu etrafında birleştiği program.
çekirdek mevduat Noun, Banking
çekirdek enflasyon Noun, Economics
yer çekirdeği
çekirdek beceriler (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
çalışanların hepsinin ya da çoğunun hazır bulunduğu işgününün bölümü
temel değerler Noun, Management
bir konunun köküne varmak (aslını anlamak Verb
hiç çalıştırılamaz işçiler
sürekli işsiz
temeli olmak, temel unsuru olmak, en önemli parçası olmak Verb