Bitkisel ve hayvansal üretim ile avcılık ve ilgili hizmet faaliyetleri (NACE kodu: 01)
Noun, Trades-Professions
Hasat sonrası bitkisel ürünler ile ilgili faaliyetler (NACE kodu: 01.63)
Noun, Trades-Professions
kızdırmak, sinirine dokunmak, canını sıkmak.
His fathers' praise of his brother stuck in Ali's craw:
Babasının kardeşini övmesi Alinin sinirine dokundu.
Bitkisel üretimi destekleyici faaliyetler (NACE kodu: 01.61)
Noun, Trades-Professions
Tarımı destekleyici faaliyetler ve hasat sonrası bitkisel ürünler ile ilgili faaliyetler (NACE kodu: 01.6)
Noun, Trades-Professions
(US) piyasa için yapılan tarımsal üretim
ara-ürün: iki ürün arasında toprağın boş kalmaması için ekilen ve çabuk olgunlaşan ürün.
catch cropping:
ara ürün yetiştirme.
Noun
kış ekini: toprağı aşınmaktan vb. korumak için kışın ekilen ürün, özellikle baklagiller.
Noun
seçme, seçkin, güzide, en iyi(si).
mahsulün bereketsiz olması
nadas-ekin, nadas tarlaya ekilen ekin.
crop ile ayni anlama gelir. binici kırbacı.
tümüyle, tamamıyla, tamamen, büsbütün, olduğu gibi, palas pandıras.
crop ile ayni anlama gelir. binici kırbacı.
binici kırbacı.
crop ile ayni anlama gelir.
kök bitki: patates, pancar, turp, havuç gibi kökleri yenilen sebzeler.
Noun
haşaratla (zararlılarla) mücadele uçağı
haşaratla (zararlılarla) mücadele
mahsullü finansman kredisi
tarım ürünü finansman kredisi
kırpma imleri
Noun, Information Technology
(a) yüzeye çıkmak, (b) meydana çıkmak, vukubulmak, görünmek, zuhur etmek, raslanmak, âşikâr olmak.
A few cases of tuberculosis still crop out every now and then: Hâlâ zaman zaman bazı tüberküloz vakalarına raslanıyor.
her yıl değişik ekin ekerek toprağın bereketini koruma
birinin burnunu yere sürtmek
Verb
(birdenbire) belirmek, zuhur etmek, ortaya/meydana çıkmak, vukubulmak.
A new problem cropped up.
ekmek, zer'etmek.
The farmer decided to crop 3 fields with wheat and 2 field with potatoes.
(US) Federal Tahıl Garanti Teşkilatı (ürünleri sigorta eder)
mahsulü hasat etmeden satmak
Verb
mahsulü alivre satmak
Verb
mahsullüü alivre satmak
Verb