crow

  1. Noun, Zoology karga
  2. Noun, Zoology karga
    (Corvus brachyrhynchos).
    hooded crow: leş kargası
    (Corvus cornix).
    European
    crow: kızılca karga
    (Pyrrhocorax pyrrhocorax).
  3. Noun (bkz: crowbar ).
  4. Intransitive Verb için
    crew),
    crowed, crowing
  5. Intransitive Verb horoz gibi ötmek.
    at cock-crow: şafakta, horozlar öterken.
  6. Intransitive Verb sevinçle bağırmak/haykırmak, sevinç çığlığı atmak, cıvıl cıvıl ses çıkarmak.
    The baby crowed with
    pleasure when its mother picked it up.
  7. Intransitive Verb
    crow about: övünmek, (palavra) atmak.
    I wish John would stop crowing about his examination results.
  8. Noun küskü, demir manivela kolu.
ötmek Verb
leş kargası Noun
sabahın erkeni
gün doğumu
yanıldığını/haksız olduğunu kabul ve itiraf zorunda kalmak, mahcup/rezil olmak, tükürdüğünü yalamak.
crow1 (4).
balıkçı karga
(Corvus ossifragus): ABD'nin Atlantik kıyılarında balıkla beslenen bir tür karga. Noun
alaca karga
(Corvus corone cornix).
alaca karga
(Corvus corone cornix).
zenci (genellikle hakaret için kullanılır).
Jim Crow car: yalnız zencilere mahsus vagon/otobüs vb..
ırk ayırımı: özellikle siyah ırk ayırımı.
saçmalamak Verb
beyhude uğraşmak Verb
bir kargayı yolmak Verb
kalburla su taşımak Verb
yağmur kuşu: çiftçilerin yağmur yağacağını haber verdiğine inandıkları birkaç çeşit kuş Noun
Karga ile Tilki Proper Name, Language-Literature
dosdoğru
bir galibiyetten sonra (mağluba karşı) aşırı sevinç göstermek Verb
bir galibiyetten sonra (yenilene karşı) aşırı sevinç göstermek.
vigla Maritime Traffic
çanaklık: direğin tepesindeki gözetleme yeri. Noun, Maritime Traffic
kıyı gözetleme istasyonu, gözetleme yuvası. Noun

crow's-feet: göz kenarındaki kırışıklıklar. Noun
kuşayağı nakış. Noun
kuşayağı halat: hafif hava taşıtlarının idaresi için kullanılan büyük bir halata bağlı kısa halatlardan oluşan düzen. Noun, Aviation
çanaklık Maritime Traffic
çanaklık: direğin tepesindeki gözetleme yeri. Noun, Maritime Traffic
kıyı gözetleme istasyonu, gözetleme yuvası. Noun
kuş uçuşu, dümdüz/dosdoğru/kestirme yoldan.
biriyle paylaşılacak kozu olmak Verb
birisiyle paylaşacak kozu olmak Verb
birisiyle paylaşacak kozu/görülecek hesabı olmak.
yalnız zencilere özel taşıma aracı