curtain

  1. Noun, Textile Industry perde
  2. Noun perde.
  3. Noun tiyatro perdesi.
    The curtain rises/goes up/drops/comes down on a scene.
  4. Noun temsilin başlangıcı veya sonu.
    first-act curtain: birinci sahnenin sonu.
  5. Noun tiyatro perdesi kapanmadan önceki söz/etmen/olay.
  6. Noun örtü, siper, sınır, birşeyi örten/gizleyen/saklayan nesne.
    a curtain of artillery fire. The castle
    was hidden behind a curtain of smoke.
  7. Noun (kalenin iki burcu arasındaki) sur.
son kez sahneye çıkmak Verb
hava perdesi: hava cereyanını ve böcekleri içeri sokmamak için bir kapıda yukarıdan aşağıya basınçla üflenen hava. Noun
bambu perde: Komünist Asya, özellikle Çindeki sıkı sansür.
boncuklu perde: ipe dizili boncukları asarak yapılan perde.
(a) perdeyi kapamak, (b) konuya son vermek.
inme perde, inerek kapanan perde. Noun
sonu gelmiş olmak Verb
perdeyi karartmak Verb
yangın perdesi Noun
askerî uçakların canalıcı kısımlarını ateşten koruyucu çelik ağ.
demir perde.
demir perde: bir ülkenin (özellikle Sovyet Rusya ve kontrolu altındaki komünist ülkelerin) başka ülkelere
(batıya) her türlü bilgi ve haber sızmasını önlemek için koyduğu düşmanca yasaklamalar.
(Irlandaca) varlıklı
hali vakti yerinde
perdeyi açmak Verb
tül perde Noun, Textile Industry
perdeyi açmak, temsile başlamak.
perdeyi indirmek/kapatmak.
perdeyi açmak.
güvenlik perdesi Noun
(tiyatro) demir güvenlik perdesi Noun
duş perdesi Noun, Construction
(perde kapandıktan sonra alkışlarla oyuncuları) sahneye çağırma.
yalnızken kadının kocasını azarlaması.
perde açıldı
ateş perdesi Noun
sis perdesi Noun
(a) ön gösteri, asıl piyesten önce oynanan kısa piyes, (b)
k.d. ardarda programa konulan iki temsilden
ilki, bir olay dizisinin ilki.
perde halkası.
korniş, perde rayı.
yaylı perde
temsil demeci: bir temsilden sonra oyuncu/yönetmen/yazar tarafından kapalı perde önünde seyircilere söylenen söz.
(karkas binada) yük taşımayan dış duvar.
esrar perdesi Noun
karartma gereçleri Noun
bir şeyi hasır altı etmek Verb
son vermek, sona erdirmek, bitirmek, hatime çekmek.
başlamak, girişmek, (hizmete) açmak, küşat etmek.