customary

English-Turkish Translation

  1. alışılmış, âdet (hükmünde), mutat.
    It is customary to give people gifts on their birthday.
  2. geleneksel, ananevî, töre icabı.
  3. yörenin örf, âdet, töre ve geleneklerini, yasa hükmündeki toplumsal kuralları içeren belge.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

custom
teamül Noun, Law
customarily
örfen Adverb, Sociology
as is customary
adet olduğu üzere Adverb
as is customary
alışılmış olduğu üzere Adverb
become customary
alışılmak Verb
paying freight as customary
navlun her zamanki gibi ödenecektir
customary aars
her zamanki riskler Noun
customary average
muafiyetin özel avarya halinde uygulanacağı hususunda koşul
customary charge
normalde alınan ücret
customary deduction
sigortacı tarafından yapılacak ödemede gerçekleştirilecek alışılmış indirim (eski yeni farkı gibi
customary dispatch
adi sevkıyat
customary estate
yerel örf ve âdetlere uygun olarak yer alan yararlanma hakkı
customary fare
mutat dara
customary freehold
bir araziyi kimseye bir ödeme zorunluğu olmadan yasal olarak elde bulundurma hakkı
customary gifts
alışılmış armağanlar Noun
customary haw
örf ve âdet hukuku
customary interest
memlekette adet olan faiz
customary interest
ülkede âdet olan faiz
customary international
uluslararası örf ve âdet hukuku
customary interpretation
alışılmış yorum
customary investigation
gümrük takibatı
customary law
örf ve âdet hukuku Noun, Law
customary law
örf ve adet hukuku
customary law
teamül hukuku Noun, Law
customary packing
ticari teamüle uygun ambalaj
customary practice
örfî uygulama Noun
customary price
normal piyasa fiyatı
customary rate of interest
mutat faiz haddi
customary right
örf ve âdet hakkı
customary risks
mutat rizikolar Noun
customary risks
her zamanki riskler Noun
customary services
mutat hizmetler Noun
customary tare
birbirine çok benzeyen ambalajlar için uygulanan sabit bir dara yüzdesi Noun
customary tenant
irsi hâsılat icarı sahibi
customary way of doing things
teamül
international customary law
uluslararası teamül hukuku Noun, Law
maintain the customary observances
âdetlere uymak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database