düşme

Turkish-English Translation

  1. fail
  2. Noun reduction
  3. decline
  4. crash
  5. spill
  6. drift
  7. decrease
  8. squash
  9. Noun deduction
  10. shortfall
  11. Noun depreciation
  12. downfall
  13. falling
  14. tumble
  15. Noun precipitation
  16. ebb
  17. leeway
  18. sinking
  19. fall-off
  20. pitching
  21. prolapse
  22. fall
  23. deducting
  24. declination
  25. Noun impingement
  26. tumbling
  27. downswing
  28. loss
  29. crash landing
  30. drop
  31. labefaction
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(borsa) düşme
downward movement
(fiyat) düşme
sagging
(fiyatlar) düşme
nose dive
(fiyatlar) düşme
falling off
(proje) suya düşme
miscarriage
(suçlunun) peşine düşme
manhunt
amortisman düşme
depreciation adjustment
ani düşme
break
aykırı düşme
contradiction Noun
baş aşağı düşme
header
baş aşağı şiddetli düşme
purler
bitap düşme
exhaustion Noun
brüt gelirden düşme
deduction from gross income
ciroda düşme
sales reduction
değer düşme
value depreciation
değerde düşme
decrease in value
değerde düşme
diminution in value
değerde düşme
decline in value
değerde düşme
falling off in value
değeri düşme
deterioration in values
değeri düşme
sagging
değeri düşme
value decrease
döviz kur unda düşme
fall in the rate of exchange
döviz kurunda düşme
fall in the rates of exchange
döviz kurunda düşme
fall in the rate of exchange
ekonomik faaliyette düşme
decline in economic activity
elden düşme
hand- me-down
elden düşme
secondhand
enflasyon oranında düşme
slowdown in the rate of inflation
enflasyonla birlikte verimlilikte düşme
slumpflation
fiyatlarda düşme
slump in prices
fiyatlarda düşme
slowdown in prices
frank kurunda düşme
slump in the franc
gemiden denize düşme
overboard
gözden düşme
disgrace
gözden düşme
in bad
gözden düşme
disfavour
gözden düşme
in the doghouse
gözden düşme
abasement Noun
güçsüz düşme
debility Noun
hafif düşme
slight falling off
hayrete düşme
bewilderment Noun
hayrete düşme
amazement Noun
hisse fiyatlarında düşme
decrease in share prices
hisse senedi fiyatlarında düşme
slump in stocks
ihracatta düşme
export shortfall
ile uygun düşme
compatible with
insan gücünde düşme
decline in manpower
işsizlikte düşme
decline in unemployment
itibardan düşme
discredit
iyi davranış sayesinde mahkûmiyet süresinden düşme
cop
kambiyo kurlarında düşme
market decline
kâr da düşme
profit squeeze
kârda düşme
profit squeeze
kayıt düşme
notation Noun
kıç üstüne düşme
pratfall
kıymetten düşme
depreciation Noun
küçük düşme
abasement Noun
küçük düşme
disparagement Noun
küçük düşme
humiliation Noun
küçük düşme
degradation Noun
küme düşme
relagation Sports
küme düşme
(team) to drop out of its league into a lower-ranking league
küme düşme
relegation Noun, Sports
ligden düşme
(team) to drop down into a lower league
masraftan düşme
deduction from income
not düşme
notation Noun
not düşme
annotation Noun
satışlarda düşme
falling-off in sales
satışlarda düşme
slump in sales
satışlarda düşme
falling off in sales
satışta düşme
sales slump
serbest düşme
free fall Noun, Physics
serbest düşme
free fall Noun, Physics
takatta düşme
decline of strength
talep bite düşme
fall off
talepte birden düşme
slump in demand
tarım ürünleri fiyatlarında ani düşme
slump in agricultural produce
tasarruf konjonktüründe düşme
decline of the savings boom
telaşa düşme
flutter
ters düşme
contradiction Noun
üretimde ani düşme
slump in production
uygun düşme
propriety Noun
uygun düşme
collocation Noun
uygun düşme
compatibility Noun
vergi gelirlerinde düşme
shortfall in tax revenue
yanlış bir muhasebe kaydı düşme
making a false entry
yatırımlarda düşme
drop in investments
yoksul düşme
reduced circumstances
yoksulluğa düşme
reduced to destitution
yorgun düşme
exhaustion Noun
yükselme veya düşme
gradient
zayıf düşme
debility Noun
düşme eğilimi
downward trend Noun, Economics
düşme eğilimi
downward tendency
düşme eğilimi
falling tendency
düşme eğilimi
tendency to decline
düşme eğilimi gösteren fiyatlar
declining prices Noun
düşme eğilimi göstermek
to decline in price Verb
düşme eğilimi göstermek
to tend downwards Verb
düşme eğilimi göstermek
to show a declining tendency Verb
düşme eğiliminde olmak
to show a declining tendency Verb
düşme kapak
flap
düşme yüksekliği kaybı
head loss
(borsa) fiyatların düşme eğilimi göstermesi
slight decline
(gelir vergisi) vergilerde düşme tehlikesi olasılığı
jeopardy assessment
(ihracat) düşme dönemi
sinking spell
(spor) düşme ya da yaralanma taklidi
dive
ağır düşme sesi
thump
ağır düşme sesi
thud
borsa da fiyatların düşme trendinde olması
stock market decline
borsada fiyatların düşme eğilimi göstermesi
bearish demonstration
borsada fiyatların düşme eğilimi göstermesi
(Br) bearish demonstration
borsada fiyatların düşme trendinde olması
stock market decline
değer düşme oranı
devalorization rate
elden düşme eşyalar
secondhand articles Noun
elden düşme fiyatı
secondhand price
elden düşme kitap
secondhand copy
elden düşme mallar
second-hand articles Noun
enerji sağlanan suyun düşme yüksekliği
head
faiz hadlerinde düşme eğilimi
gap in interest rates
faiz hadlerinin düşme eğilimi
downtrend in interest rates
fiyatlarda ani düşme tahmini
forecast of a slump
fiyatlarda bir düşme görmek
to experience a decline in prices Verb
fiyatlarda düşme trendi
weaker tendency in prices
fiyatların ani düşme tahmini
forecast of a slump
fiyatların düşme eğilimi gösterdiği piyasa
(stock exchange) bear market
fiyatların düşme eğilimi gösterdiği piyasa
bear market
fiyatların düşme eğilimi göstermesi
being in a downward movement
fiyatların düşme hareketi
downward movement of prices
hayır bağışları için vergiden düşme izni
deductions allowed for gifts of charity
hisse fiyatlarının düşme beklentisi olduğu zamanki satış
(stock exchange) bearish sale
konjonktürde düşme göstermek
to show a depression Verb
konjonktürün düşme eğilimi
downward trend
konjonktürün düşme eğilimi
downtrend in economic activity
konjonktürün düşme safhası
downward phase Noun
maliyetlerde düşme eğilimi
decreasing trend in costs
serbest düşme ivmesi
acceleration of free fall Noun, Physics
temerrüde düşme riski
default risk Noun, Banking
vb düşme sesi
flop
yere düşme ve çarpma
crash
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Düşmek işi, sukut
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.