düzensiz

Turkish-English Translation

  1. confused
  2. troubled
  3. irregular
  4. chaotic
  5. anyhow
  6. baroque
  7. erratic
  8. untidy
  9. unequal
  10. turbulent
  11. Adjective anomalous
  12. spotted
  13. incoherent
  14. wayward
  15. indiscriminate
  16. unsteady
  17. disordered
  18. inordinate
  19. rambling
  20. desultory
  21. Adjective spotty
  22. Adjective tumultuous
  23. promiscuous
  24. deranged
  25. spasmodic
  26. discontinuous
  27. formless
  28. episodic
  29. turbid
  30. off-key
  31. non-uniform
  32. unorganized
  33. back to front
  34. ill-disposed
  35. inharmonious
  36. scratchy
  37. aperiodic
  38. wildcat
  39. uncared-for
  40. wild
  41. free-form
  42. hugger-mugger
  43. gearless
  44. ill- disposed
  45. out-of-balance
  46. unsymmetrical
  47. off key
  48. out-of-trim
  49. non-harmonic
  50. out of square
  51. touch and go
  52. to be out of tune
  53. uncared for
  54. scraggly
  55. out of order
  56. out of trim
  57. out of balance
  58. unmethodical
  59. disorderly
  60. out of tune
  61. disharmonic(al)
  62. galley-west
  63. immethodical
  64. incoordinate
  65. orderless
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

düzensiz göç rotası
irregular migration route Noun, Politics-Intl. Relations
düzensiz adet
irregular period
düzensiz aralıklarla
occasionally Adverb
düzensiz bir durumda
all over the shop
düzensiz bir eğilim göstermek
to show an uneven tendency Verb
düzensiz bir ev
stundenhotel (Alm.)
düzensiz bir hareket yapmak
to commit an irregularity Verb
düzensiz bir şekilde
sporadically Adverb
düzensiz bir şekilde
casually Adverb
düzensiz bir şekilde
haphazardly Adverb
düzensiz bir trend göstermek
to show an uneven trend Verb
düzensiz çalışmak
to run by fits and starts Verb
düzensiz ciro
irregular indorsement
düzensiz değişim
fluctuation Noun
düzensiz fiil
irregular verb
düzensiz gelir
irregular income Noun, Economics
düzensiz göç
irregular migration Noun, Politics-Intl. Relations
düzensiz göçmen
irregular migrant Noun, International Law
düzensiz iş
irregular employment
düzensiz kalabalık
disorderly crowd
düzensiz kalabalık
rout
düzensiz karışım
welter
düzensiz kenar
ragged edge Information Technology
düzensiz koleksiyon
mixed bag
düzensiz ödemeler
irregular payments Noun
düzensiz olarak ortaya çıkan
sporadic
düzensiz saatlerde uyumak
to keep inordinate hours Verb
düzensiz satış
spasmodic selling
düzensiz savaş
irregular warfare Noun, Military
düzensiz savaş
irregular warfare Noun, Military
düzensiz şekil
frc- form
düzensiz silah atma
shooting incident
düzensiz tayin
irregularity of appointment
düzensiz ve karışık toplanma
huddle
düzensiz ve kuralsız durum
rough- and-tumble
düzensiz verim
unsteady output
düzensiz yaşam sürmek
to lead disorderly life Verb
(kalp) hızlı ve düzensiz çarpmak
to palpitate Verb
(konuşma , müzik , vb) düzensiz olmak
to limp Verb
(konvoy) kafilenin düzensiz duruma düşmesi
to fall in disorder
bir makinenin düzensiz çalışması
irregular action of a machine
geç ya da düzensiz saatlerde yatmak
to keep bad hours Verb
koyun gibi ve düzensiz bir kalabalığın lideri
bellwether
küçük düzensiz miktarlar
dribs and drabs Noun
sayısı düzensiz rakam olan hisse senedi paketi
broken amount
seferleri düzensiz yük gemisi
tramp steamer
tembel ve düzensiz kişi
idle and disorderly person
teyp bandının düzensiz dönmesi
tape flutter
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Belli bir ... gayrimuntazam, gayrinizâmî
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.