Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
dab
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
dokunmak, (yumuşak veya ıslak bir şeyle) hafif hafif vurmak.
I dabbed my face with a handkerchief.
(hafif temaslarla) sürmek, uygulamak.
dab ointment on a burn.
(el ile) hafifçe vurmak/çarpmak.
(hafifçe) dokunma, dokunuş, temas.
biraz, bir parça, küçük parça, azıcık şey, yumuşak veya ıslak bir şeyin küçük bir parçası.
a dab of
butter: azıcık tereyağı.
I'd just like a dab more butter on this bread, if you don't mind.
biraz, bir parça.
Noun
pisi balığı
(Limanda limanda).
,
is. Brit.- argo
(bir şeyde) usta, mahir, becerikli, akıllı, eli uz.
She's a dab at sailing
:
Yelkencilikte çok usta/beceriklidir.
to be a dab hand at something
: bir şeyi çok iyi bilmek, bir işin ustası olmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
dab hand
(Br) becerikli kişi
dab hand
uzman
be a dab at sth
bir şeyde becerikli olmak
Verb
be a dab at sth
bir şeyden iyi anlamak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.