damn

  1. anasını satayım
  2. Verb cehennem azabına/ebedî cezaya mahkûm etmek.
  3. Verb kötülemek, zemmetmek, takbih etmek.
    The play was bad and the newspapers all damned it.
  4. Verb beddua/lânet etmek, sövmek, lânetlemek, lânet okumak.
  5. Verb mahkûm etmek, yasa dışı/kötü/âsi ilân etmek, batırmak, kahretmek.
    With this foolish action he had
    damned himself in everyone's opinion.
  6. Exclamation Tüh! Allah kahretsin! Hay lânet şeytan! (Öfke, kızgınlık, nefret vb. ifadesi için kullanılır).
  7. Noun küfür, sövme, lânet(leme).
    His speech is full of “damns” and worse curses.
  8. Noun çok az/cüz'î/önemsiz miktar/şey.
    His promise isn't worth a damn: Vaadinin beş paralık değeri yoktur.

    It is not worth a (tuppenny) damn: On para etmez.
  9. (bkz: damned ) (2&3).
    damn well: şüphesiz, pekâlâ, kesinlikle.
    He knew damn well what would
    happen: Ne olacağını pekâlâ biliyordu.
    You're damn right: Yerden göğe kadar hakkın var.
    damn all: hiçbir şey.
    You'll get damn all out of him: Ondan hiçbir şey alamazsınız (zırnık bile vermez).

    NOT

    : damn ve
    God damn(ed) deyimleri genellikle ifadeye kuvvet vermek için kullanılır:
    a damn fool: sersemin ta kendisi.
    He ran damn fast: Yıldırım gibi koştu.
umursamak, umurunda olmak, önem/değer vermek, metelik vermek.
I don't give a damn what he does:
Ne yaparsa yapsın, umurumda değil.
He doesn't give a damn: Ona vız gelir/aldırmaz/umursamaz.
Allah kahretsin
beş para etmemek Verb
aldırmamak Verb
umurunda olmamak Verb
umursamamak Verb
önemsememek Verb
beş para etmemek Verb
hiç aldırmamak
metelik vermemek Verb
boş vermek Verb
aldırmamak Verb
değersiz/kıymetsiz/beş para etmez şey.
It isn't worth a tinker's dam = tinker's damn: Beş para
etmez.
He doesn't give a tinker's dam = tinker's damn: Aldırış etmez, metelik vermez, umurunda değil.
Noun
hemen hemen
neredeyse
kesinlikle
bir kitabı mahkûm etmek Verb
(Hay) Allah belasını/müstahakını versin! Kahrol! lânet olsun!
över gibi konuşarak (aslında) kötülemek/zemmetmek.
(Hay) Allah belasını/müstahakını versin! Kahrol! lânet olsun!
Allah kahretsin! Gözün kör olsun! Vay utanmaz vay!
Allah kahretsin! Gözün kör olsun! Vay utanmaz vay!
Allah kahretsin! Gözün kör olsun! Vay utanmaz vay!
Allah kahretmesin
Allah belanı versin
...'i umursamamak Verb
...'i takmamak Verb
...'i sallamamak Verb
...'i siklememek Verb
... umurunda olmamak Verb