debtor

  1. Noun, Civil Law borçlu
  2. Noun borçlu.
kaçan borçlu
borcunu ödememek için kaçan borçlu
haciz altındaki borçlu
malları haciz czi edilen borçlu
haciz dolayısıyla tutuklanan borçlu
borcuna sadık olmayan borçlu
borcunu ödemeyen borçlu
senetli borçlu
rehinli borçlu
(Br) rehinli borçlu
tahvil borçlusu
defter borçlusu
bir borçluyu hapse atmak Verb
ortak borçlu
sözleşmeli borçlu
bir borçluyu sıkıştırmak Verb
mütemerrit borçlu
borcunu ödemeyen borçlu
borçlunun varlığını sarf edip tüketmek Verb
bir borçlunun ibrazı
borcu yüzünden borçlunun eşyasını haczetmek Verb
bir borçlunun mallarını haczetmek Verb
şüpheli borçlu
icra alacaklısı
icraya verilmiş borçlu
borçlu çiftçi
ortak borçlu
borçluya (ödemesi için) yapılan ihbar
borçluya (ödemesi için) yapılan resmi ihbar
kaçak borçlu
borçluya ihtarname çekmek Verb
borçlunun şahsi malları üzerinde rehin hakkı olmak Verb
bir borçluya vade tanımak Verb
bir borçlunun mal varlığını öğrenmek için araştırma yapmak Verb
borcunu ödemekten aciz borçlu
aciz durumundaki borçlu
âciz durumdaki borçlu
güvenilmez borçlu
müşterek müteselsil borçlu
müteselsil borçlu
takip olunan borçlu Noun, Law
ilamlı borçlu
ilamlı alacaklı Noun, Law
kredi borçlusu
emtia borçlusu
ipotek borçlusu
ipotekli borçlu
bir borçlu aleyhinde karar çıkartmak Verb
bir borçlu alehine karar çıkartmak Verb
borcunu ödemekten aciz borçlu
esas borçlu
baş borçlu
ana borçlu
bir borçlunun iflas muamelesine başlamak Verb
bir borçlunun iflas muamelelerine başlamak Verb
bir borçlunun malı mülkü
asıl borçluyu ibra etmek Verb
bir borca kefalet eden ikinci derecede borçlu
ikincil borçlu
borca kefalet eden ikinci derecede borçlu
borçluya iflas ihbarında bulunmak Verb
borçluya iflas ihbarında bulunmak Verb
borçluya ikametgâhında ihbar tebliği göndermek Verb
borçluya ikametgahında ihtar tebliği göndermek Verb
borçluya ihbarda bulunmak Verb
münferit borçlu
tek borçlu
borçlarını ödeyebilecek güçte olan borçlu
borcunu ödeyen borçlu
bir borçluyu mahkemeye çıkarmak Verb
bir borçluyu mahkemeye celp etmek Verb
borcu ticari faaliyet dışında olmuş borçlu
(US) borçlarını geç ödeyen kişi
vergi borçlusu
üçüncü şahıs borçlu
ticari borçlu
savaş borçlusu
borçlu hesabı
borçlu ve alacaklı
malları haczedilmiş borçlu
borçlu bakiyesi
borçlu banka
ciro borçlusu
borçlu şirket
borçlu şirket
borçlu ülke
borçlu alacaklı ilişkisi
borçlu grup
cari hesap borçlusu
eski borçlu
borçlunun ödeyeceği faiz haddi
borçlu faiz oranı
borçlunun ödeyeceği faiz haddi
borçlu ülke
bir bankanın borçlusu
kambiyo senedi borçlusu
ipotek borçlusu
ipotekli borçlu
borçlu hali
pasif
bir istikrazın borçlusu
borçlu aktifi
değersiz alacaklar Noun
borçlunun aktifi
müflisin takriri
borçlunun temerrütü
borçlunun borcunu ödememesi
borçlunun yükümlülüğü
borçlunun iflas masasına verdiği dilekçe
iflas masası borçlu varlığı
borçlu iflas dilekçesi
ortak borçluların iflas dilekçesi
iflas masası borçlu varlığı
borçlu varlığı
borçlunun mahkemeye çağrılması
para borçlusu Noun, Law
bir borçluya ödemesi için zaman tanımak Verb
alacaklı borçlu ilişkisi
borçlunun mallarının açık artırmayla satışı
bir borçluyu borçlarından kurtarmak Verb
ticaret bilançosu pasif olan devlet
müşterek borçlu(lar)
fakir borçlunun yemini
yeminli mal beyanı
(US) fakir borçlunun yemini (borcunu ödemek için hiç bir varlığı olmayan borçlunun mahkemede bir alacaklıyı
tanık göstererek bu konuda ettiği yemin ;
borçlunun malını paraya çevirmek Verb
bir borçluyu borcunu ödeyemez bir durumda olduğuna inandıracak makul sebep
bir borçlu yu mahkemeye çıkarmak birine çok borçlu olmak Verb
borçluyu iflasın kucağına atmak Verb
borçlunun şirketini tasfiye etmek Verb
borçlunun işyerinin tasfiyesi
to have a lien on personal property of the Verb