defect

defects

taksirat Noun

aircraft defect

uçak arızası

apparent defect

(satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılabilecek ayıp

apparent defect

satılmış olan şeyde basit bir incelemeyle anlaşılabilen ayıp

apparent defect

görünürdeki bozukluk

apparent defect

aşikâr hata

be liable for a defect

bir kusurdan sorumlu olmak Verb

birth defect

doğum kusuru Noun, Medicine

birth defect

doğum anomalisi Noun, Medicine

birth defect

doğumsal anomali Noun, Medicine

cleanse (sb) of (sin , guilt , a moral defect

tenzih etmek Verb

congenital defect

kalıtım bozukluğu

consider someone to be free of (sin , guilt , a moral defect

tenzih etmek Verb

constructional defect

inşaat kusuru

constructional defect

yapı hatası Noun

curable defect

düzeltilebilir bozukluk

cure a defect

bir kusuru düzeltmek Verb

cure the defect

bozukluğu düzeltmek Verb

cure the defect

hatayı düzeltmek Verb

demonstration of defect

kusurun ispatı

formal defect

şekli kusur

formal defect

biçim bakımından noksanlık

free from defect

kusursuz

free from defect

özürsüz

inherent defect

yaradılıştan var olan kusur

inherent defect

içinde bulunan kusur

intrinsic defect

kendiliğinden kusur

intrinsic defect

yaradılıştan olan kusur

invisible defect

gözle görülmeyen hata

jurisdictional defect

yetki eksikliği

localize a defect

bir arızayı tespit etmek Verb

make good a defect

bir kusuru gidermek Verb

manufacturing defect

imalat hatası Noun

manufacturing defect

üretim hatası Noun, Trades-Professions

manufacturing defect

defo

mass defect

kütle eksiği: bir atom çekirdeği kütlesi ile onu oluşturan çekinciklerin kütleleri toplamı arasındaki

material defect

maddi kusur

material defect

maddi hata

mental defect

akıl hastalığı

mental defect

akıl zayıflığı

mental defect

akıl dengesizliği

mental defect

zihin özürü

minor defect

önemsiz kusur

notify a defect

bir bozukluğu bildirmek Verb

notify a defect

bir kusuru bildirmek Verb

nullifying defect

bozucu

nullifying defect

engelleyici kusur

obvious defect

aşikâr kusur

option of defect

hıyar-ı ayb Noun, Law

patent defect

aşikâr kusur

perceptual defect

algı bozukluğu

physical defect

fiziksel kusur

physical defect

bedensel sakatlık

principal defect

satılan şeydeki dıştan görülmeyen ayıp

principal defect

satış akdinin iptalini gerektirebilen

procedural defect

usulî eksiklik Noun, Law

redhibitory defect

malın satıcıya iade edilmesini gerektirecek kusur

reveal a defect

bir bozukluğu ortaya çıkarmak Verb

reveal a defect

bir kusuru açığa vurmak Verb

speech defect

konuşma bozukluğu

structural defect

yapısal kusur

structural defect

kusur

structural defect

yapısal bozukluk Noun

supply a defect

bir bozukluğu gidermek Verb

title defect

mülkiyete gölge düşüren bir husus

visual field defect

görme alanı kusuru Noun, Ophthalmology

visual field defect

görme alanı defekti Noun, Ophthalmology

defect by deterioration

aşınmadan dolayı bozulma

defect due to workmanship

işçilik hatası Noun

defect in character

karakter bozukluğu

defect in form

şekil noksanlığı Noun, Law

defect in highway

anayoldaki bozukluk

defect in insulation

izolasyon bozukluğu

defect in machinery

makine bozukluğu

defect in machinery

makina bozukluğu

defect liability

kusur sorumluluğu Noun

defect liability period

kusur sorumluluğu süresi Noun, Construction

defect of authority

yetki yokluğu

defect of construction

yapım hatası Noun

defect of design

tasarım hatası Noun

defect of design

dizayn hatası Noun

defect of eyesight

görüş bozukluğu

defect of form

şekil noksanı

defect of memory

bellek hatası Noun

defect of quality

kalite hatası Noun

defect of substance

bir hukuki belgenin muhtevasında noksanlık

defect of substance

maddi noksanlık

defect to

sığınmak, iltica etmek, düşman tarafına geçmek, ayrılmak, terketmek, isyan etmek.

defect to the opposition

muhalefete geçmek Verb

(politics) to defect from one country to another

bir ülkeden kaçıp bir başkasına sığınmak Verb

cure a defect of form

şekil hatasını düzeltmek Verb

latent defect clause

sonradan ortaya çıkan kusur şartı