discriminate

  1. ayırmak, tefrik/temyiz/fark etmek.
    discriminate between = discriminate from: (iyiyi kötüden) ayırabilmek, temyiz edebilmek.
  2. sezmek, farkını görmek, farkına varmak, (birbirinden) ayırt edebilmek.
    discriminate hundreds of colors.

    able to discriminate: sezgin, mümeyyiz.
  3. fark gözetmek, ayırım yapmak, ayrı tutmak.
    discriminate between people: insanlara karşı tarafgir
    davranmak, taraf tutmak.
    Death does not discriminate; it comes to everyone.
  4. ayırım/fark gözeten, ayırımlı, farklı.
ayrımcılık Noun, Rights-Freedoms
ayrımcılık Noun, Politics-Intl. Relations
bir şeyi ayrı tutmak Verb
(bir kimsenin/şeyin) aleyhinde davranmak, peşin hükümle hareket etmek.
discriminate against a certain nationality.
başka adayların aleyhine fark gözetmek Verb
ayırmak Verb
kişiler arasında fark gözetmek Verb
ayırt etmek Verb
lehinde davranmak, kayırmak, iltimas yapmak.
discriminate in favor of white people.
ırk ayırımı yapmak Verb