dispute

English-Turkish Translation

  1. Noun, Law uyuşmazlık
  2. Noun ihtilaf
  3. Noun cedel (outdated)
  4. tartışma, münakaşa, müzakere.
    the matter in dispute: tartışma konusu.
    An increase in taxes
    was the subject of the dispute.
  5. çekişme, kavga, ihtilâf, anlaşmazlık, niza, uyuşmazlık.
    to settle a dispute: ihtilâfı yatıştırmak.
  6. karşı koymak, kavga/mücadele etmek.
    to dispute an advance of troops.
  7. reddetmek, itiraz etmek, kabul etmemek.
    The insurance company disputed his claim for damages.
  8. çekişmek, mücadele etmek, kazanmağa çalışmak.
    The brothers were disputing ownership of the house.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

disputed
ihtilaflı Adjective, Law
disputed
ihtilaflı Adjective, Law
peaceful settlement of disputes
uyuşmazlıkların barışçıl çözümü Noun, Law
accommodate dispute
bir anlaşmazlığı gidermek Verb
accommodation of a dispute
bir uyuşmazlığın halli
adjudge a dispute
bir anlaşmazlık konusunda hüküm vermek Verb
adjust a a dispute
bir anlaşmazlığı halletmek Verb
administrative dispute
idari anlaşmazlık
administrative dispute
idari uyuşmazlık Noun, Law
amount in dispute
dava konusu meblağ Noun, Law
amount in dispute
dava konusu tutar Noun, Law
amount in dispute
ihtilaf konusu meblağ Noun, Law
arbitrability of a dispute
bir ihtilafın tahkime götürülüp götürülemeyeceği Noun, Law
arbitrate in a dispute
bir uyuşmazlıkta hakemlik etmek Verb
arbitrate in dispute
bir uyuşmazlıkta hakemlik etmek Verb
arrangement of a dispute
bir uyuşmazlığın halli
be open to dispute
tartışmaya açık olmak Verb
beyond dispute
tartışmasız
beyond/past (all) dispute
(a) tartışılamaz, münakaşa götürmez, apaçık, bedihî, âşikâr.
The fact is beyond dispute. (b) kesin, son, kat'î, nihaî.
boundary dispute
sınır kavgası Noun
case under dispute
ihtilaf
case under dispute
uyuşmazlık konusu
case under dispute
anlaşmazlık konusu
civil dispute
medeni hukuk davası Noun
collective dispute
toplu sözleşme uyuşmazlığı Noun, Employment
collective dispute
toplu iş uyuşmazlığı Noun, Employment
commercial dispute
ticaret davası Noun
compromise a dispute
bir anlaşmazlığı gidermek Verb
decide a dispute
bir anlaşmazlık hakkında karar vermek Verb
frontier dispute
sınır davası Noun
frontier dispute
sınır kavgası Noun
frontier dispute
sınır çatışması
fruitless dispute
kısır çekişme Noun
in dispute
münazaalı, ihtilâflı.
without dispute: ihtilâfsız.
industrial dispute
bir tarafta işveren diğer tarafta da işçiler ya da sendikanın bulunduğu
industrial dispute
ücretlerle çalışma koşulları konusundaki müzakere
industrial dispute
iş uyuşmazlığı
interfere in a dispute
bir anlaşmazlığa müdahale etmek Verb
interpose in a dispute
bir kavgaya müdahale etmek Verb
interpretation in dispute
tartışmalı yorum
intervene in a dispute
bir anlaşmazlığa müdahale etmek Verb
investment dispute
yatırım anlaşmazlığı Noun, Law
issue of a dispute
bir hukuki anlaşmazlık
item in dispute
ihtilaf konusu
jurisdictional dispute
kaza yetkisi konusunda anlaşmazlık
jurisdictional dispute
(a) sendikalar arasında çıkan anlaşmazlık, (b) yetkili yasal kurum hakkında çıkan anlaşmazlık, (c) yetkili
yargılama kurumu hakkında anlaşmazlık.
jurisdictional dispute
yetki uyuşmazlığı Noun, Law
keep outside of a dispute
ihtilafın dışında kalmak Verb
labor dispute
işçi-işveren uyuşmazlığı Noun, Management
labor dispute
işçi-işveren ihtilafı Noun
labor dispute
iş uyuşmazlığı
labor dispute
işçi-işveren anlaşmazlıkları Noun
labour dispute
iş anlaşmazlığı
legal dispute
hukuki ihtilaf Noun, Law
litigate a commercial dispute
bir ticari anlaşmazlığı kanun yoluyla sonuçlandırmak Verb
matter in dispute
ihtilaf konusu
matter in dispute
müddeabih
matter in dispute
ihtilaflı konu Noun, Law
noisy dispute
çıngar
open to dispute
tartışmaya açık Adjective
parties to a dispute
ihtilaf halindeki taraflar Noun
pay dispute
maaş anlaşmazlığı
point in dispute
dava konusu
political dispute
siyasi kavga
political dispute
politik kavga
question in dispute
münazaa mevzuu
question in dispute
tartışmalı mesele
question in dispute
münakaşalı mesele
question in dispute
ihtilaf konusu
recognition dispute
(sendika) bir sendikanın tanınması konusunda ihtilaf
reconcile a dispute
bir ihtilafı halletmek Verb
reconcilement of a dispute
bir ihtilafın halli
settle a dispute
bir ihtilafı halletmek Verb
settlement (friendly settlement) of a dispute
ihtilafın halli
settlement of a dispute
çatışma halli
settlement of a dispute
bir ihtilafın halli
tax dispute
vergi ihtilafı
the matter in dispute
dava konusu
the parties in dispute
davanın tarafları Noun
trade dispute
sendika ile uyuşmazlık
under dispute
ihtilaflı
wage dispute
ücret uyuşmazlığı
wage dispute
ücret anlaşmazlığı
without dispute
tartışmasız
without dispute
karşı çıkmadan
without dispute
itirazsız
dispute a claim
bir hak iddiasını kabul etmemek Verb
dispute a decision
bir karara itiraz etmek Verb
dispute a statement
bir beyanı kabul etmemek Verb
dispute a will
bir vasiyetnameye itirazda bulunmak Verb
dispute a will
vasiyetnamenin geçerliliğine itiraz etmek Verb
dispute about
tartışmak, münakaşa/müzakere etmek.
They disputed for hours (about) where to go.
dispute about priority
öncelik çatışması
dispute an election result
bir seçim sonucuna karşı çıkmak Verb
dispute at law
dava konusu
dispute at law
dava
dispute commission
uyuşmazlık komisyonu Noun
dispute every inch of the ground
her karış toprak için mücadele vermek Verb
dispute over a point of law
bir hukuki konuda uyuşmazlık
dispute over pay
maaş konusunda uyuşmazlık
dispute resolution
ihtilafların halli; uyuşmazlıkların çözümlenmesi
dispute sb's title
birinin mülkiyet hakkına karşı çıkmak Verb
dispute settlement
uyuşmazlığı çözümleme
dispute something
birşeyin kontrolünü ele geçirmeye çalışmak Verb
dispute something
birşeyin kontrolünü ele almak için mücadele etmek Verb
dispute the ground inch by inch
toprağı karış karış savunmak Verb
dispute the justice of a claim
talebin meşruluğuna itiraz etmek Verb
dispute the possession with sb
birinin mülkiyet durumuna itiraz etmek Verb
dispute the validity of a document
bir belgenin geçerliğine itiraz etmek Verb
dispute the validity of a document
bir evrakın geçerliğini şüphe konusu yapmak Verb
dispute to a claim
bir talebe itiraz etmek Verb
dispute whether…
… olup olmadığını tartışmak Verb
dispute why…
… neden olduğunu tartışmak Verb
a mutually referring a dispute to a country of justice
murafaa Law
alternative dispute resolution (ADR)
alternatif ihtilaf çözüm yolları Noun, Law
alternative dispute resolution methods
uyuşmazlıkların alternatif çözüm yöntemleri Noun, Law
bring a dispute before the court
bir anlaşmazlığı mahkemeye havale etmek Verb
party to a dispute or contest
hasım
refer a dispute to arbitration
bir ihtilafı hakem kuruluna havale etmek Verb
refer a dispute to arbitration
bir ihtilafı hakeme havale etmek
refer a dispute to arbitration
bir uyuşmazlığı hakeme havale etmek Verb
refer a dispute to the United Nations
bir anlaşmazlığı Birleşmiş Milletler'e havale etmek Verb, Organizations
refer to dispute to arbitration
bir anlaşmazlığı hakem heyetine götürmek Verb
reference of a dispute to arbitration
bir ihtilafın hakem kuruluna havalesi
resolution of a dispute by arbitration
tahkim
resolve a dispute by arbitration
tahkim etmek Verb
settle a dispute by arbitration
uyuşmazlığı hakem yoluyla çözümlemek Verb
settle a dispute by negotiation
uyuşmazlığı müzakere yoluyla halletmek Verb
settle a trade dispute by joint consultation
bir iş uyuşmazlığını müşterek danışma yoluyla çözümlemek Verb
submit a dispute to the court of justice
bir uyuşmazlığı adalet divanına götürmek Verb
submit a dispute to the court of justice
uyuşmazlığı adalet divanına götürmek Verb
Department for Regional Agreements and Dispute Settlement
Bölgesel Anlaşmalar ve Anlaşmazlıkların Halli Dairesi Noun, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database