arrange

English-Turkish Translation

  1. Verb düzenlemek, düzeltmek, tanzim etmek, tertiplemek, sıraya koymak.
    to arrange books on the library shelves.

    to arrange a conference: bir konferans düzenlemek.
  2. Verb anlaşmaya varmak, anlaşarak halletmek.
    to arrange a divorce: boşanma hususunda anlaşmaya varmak.

    The two neighbors have now arranged their differences.
  3. Verb hazırlamak, hazırlık yapmak, plânlaştırmak.
    to arrange the details of a meeting: bir toplantının
    ayrıntılarını plânlaştırmak.
    to arrange a treaty: bir barış muahedesi hazırlamak.
    One cannot arrange for everything: İnsan her şeye karşı hazırlıklı olamaz.
  4. Verb, Music uyarlamak, düzenleme/aranjman yapmak.
  5. Verb hazırlanmak, tertibat almak.
    They arranged for a concert on Sunday.
  6. Verb yoluna koymak.
    to arrange one's affairs: işlerini yoluna koymak.
  7. Verb
    arrange for: tespit/tayin etmek, kararlaştırmak, anlaşmak.
    to arrange a time for something:
    bir iş için zaman kararlaştırmak.
    the meeting arranged for tomorrow: yarın yapılacak (yapılması kararlaştırılan) toplantı.
    arrange it among yourselves: Aranızda anlaşın.
  8. Verb sağlamak, temin etmek.
    to arrange for a loan: borç para sağlamak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

arrange one's business affairs
işlerini düzene sokmak Verb
arrange one's business affairs
işlerini düzenlemek Verb
arrange things in one's own order
eşyayı kendi düzenine göre sıralamak Verb
arrange with one's creditors
alacaklılarıyla anlaşmak Verb
arrange (for) a meeting place
bir buluşma yeri ayarlamak Verb
arrange (things) as if in a balance
terazilemek Verb
arrange a case out of court
bir davayı mahkeme dışında halletmek Verb
arrange a case out of court
bir dava konusunda mahkeme dışında anlaşmaya varmak Verb
arrange a journey
seyahat ayarlamak Verb
arrange a meeting
toplantı düzenlemek Verb
arrange a premium
bir prim üzerinde anlaşmak Verb
arrange a premium
prim üzerinde anlaşmak Verb
arrange a settlement
anlaşma sağlamak Verb
arrange a settlement
uzlaşma sağlamak Verb
arrange a settlement with sb
biriyle bir anlaşmaya varmak Verb
arrange a time schedule for sth
zamanlamak Verb
arrange according to size
boy sırasına göre düzenlemek Verb
arrange according to size
boy sırasına göre dizmek Verb
arrange amicably
dostça anlaşmaya varmak Verb
arrange an exhibition
sergi düzenlemek Verb
arrange an exibition
sergi düzenlemek Verb
arrange an insurance
sigorta yaptırmak Verb
arrange an interview
bir görüşme ayarlamak Verb
arrange articles in groups
malları grup bulara ayırmak Verb
arrange articles in groups
malları gruplara ayırmak Verb
arrange evidence
delil düzmek Verb
arrange evidence against sb
birinin aleyhine sahte delil düzmek Verb
arrange for a journey
bir yolculuk ayarlamak Verb
arrange for an extension of time
temdit ayarlamak Verb
arrange for an interview
görüşme ayarlamak Verb
arrange in a tabular form
cetvel halinde hazırlamak Verb
arrange in alphabetical order
abc sırasına göre dizmek Verb
arrange in alphabetical order
alfabetik ya sıra göre dizmek Verb
arrange in alphabetical order
alfabe sırasına dizmek Verb
arrange in chapters
bölümlere ayırmak Verb
arrange in chronological order
tarih sırasına göre dizmek Verb
arrange in chronological order
tarih sıra sına göre dizmek Verb
arrange in classes
sınıflara ayırmak Verb
arrange in classes
tasnif etmek Verb
arrange in groups
gruplara ayırmak Verb
arrange in order of value
değer sırasına göre dizmek Verb
arrange in order of value
değer sıra sına göre dizmek Verb
arrange in order of value
değer sırasına göre ayarlamak Verb
arrange in order of values
değere göre dizmek Verb
arrange on shelves
raflara istif etmek Verb
arrange or array things in a row or rows
sıralamak Verb
arrange or file things in a certain way
sıralamak Verb
arrange privately
mahkeme dışında uzlaşmak Verb
arrange program (me
program düzenlemek Verb
arrange program me
bir program düzenlemek Verb
arrange something in groups
birşeyi gruplara ayırmak Verb
arrange something in groups
birşeyi gruplara bölmek Verb
arrange something in groups
birşeyi gruplar halinde düzenlemek Verb
arrange something in pairs
birşeyi ikişerli gruplara ayırmak Verb
arrange something in pairs
birşeyi çiftler halinde düzenlemek Verb
arrange something in pairs
birşeyi çiftlere ayırmak Verb
arrange the evidence against sb
birinin aleyhinde sahte delil düzmek Verb
arrange things in a row or series
dizmek Verb
arrange time and place for the next meeting
gelecek toplantı için zaman ve yer tespit etmek Verb
arrange time and place for the next meeting
gelecek toplantının yerini ve zamanını tespit etmek Verb
arrange to do something
birşeyi yapmayı planlamak Verb
arrange to do something
birşeyi yapmayı organize etmek Verb
arrange to do something
birşeyi yapmayı ayarlamak Verb
arrange to do something
birşeyi yapmayı kararlaştırmak Verb
arrange to meet sb
biriyle randevulaşmak Verb
arrange to meet sb
biriyle randevu ayarlamak Verb
arrange to take a day off
bir günlük izin almaya çalışmak Verb
arrange to take two days off
iki gün izin ayarlamak Verb
arrange troops
birlikleri mevzilendirmek Verb
arrange with creditors
alacaklılarla anlaşmak Verb
be arrange in an orderly fashion
sistemli bir şekilde düzenlemek Verb
have someone arrange or file things in a certain way
sıralatmak Verb
have someone arrange things in a row or rows
sıralatmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database