dogru

Turkish-English Phrases

bütçe doğrusu
budget line
daha doğrusu
rather
eşmaliyet doğrusu
isocost line
eşmaliyet doğrusu
isoquant line
işin doğrusu
as a matter of fact
akşama doğru
in the evening Noun
akşama doğru
late in the evening Noun
akşama doğru
just before night Noun
arkaya doğru
backwards
aşağı doğru
downward
batıya doğru
westwards
buraya doğru
hither
Çok doğru!
You're not kidding! Sentence, Idioms
dediğiniz doğru
you have a point there
denize doğru
seawards
dışarıya doğru
outwards
dışarıya doğru
outward
doğru
veracious
doğru
straight line Noun, Geometry
doğru
(person) good
doğru
upright
doğru
accurate
doğru
truthful
doğru
correctly Adverb
doğru
unerring
doğru
on the square
doğru
faithful
doğru
passable
doğru
proper
doğru
unswerving
doğru
suitable
doğru
exact
doğru
scientific
doğru
by the square
doğru
good
doğru
righteous Adjective
doğru
correct
doğru
sound Adjective
doğru
perpendicular
doğru
valid
doğru
honest
doğru
just
doğru
true
doğru
appropriately Adverb
doğru
straight
doğru
even
doğru
right
doğru
check
doğru
perfect
doğru
precise
doğru
right on
doğru
rigorous
doğru
just so
doğru
soothfast
doğru
square
doğru
straightforward
doğru
strict
doğru
authentic
doğru
dead
doğru
good-oh
doğru
moral
doğru
upstanding
doğru
line Noun, Geometry
doğru açı
right angle Noun, Geometry
doğru akım
continuous current
doğru akım
direct current
doğru anlamak
to get it right Verb
doğru beyan
just statement
doğru biçimde
correctly Adverb
doğru bilgi
precise information
doğru bilgi
correct information
doğru bulmak
to agree Verb
doğru bulmak
to approve of Verb
doğru bulmak
to find correct Verb
doğru çıkarmak
to support Verb
doğru çıkmak
to prove to be true Verb
doğru çıkmak
to come true Verb
doğru çıkmak
to prove correct Verb
doğru çizgi
straight line
doğru davranış
professional conduct
doğru davranış
right conduct
doğru davranış
just conduct
doğru değil
unadvisable
doğru deyim
exact term
doğru dürüst
properly Adverb
doğru dürüst
as straight as a die
doğru dürüst
as straight as a tie
doğru dürüst
straight and narrow
doğru dürüst
decently Adverb
doğru dürüst
right Adverb
doğru düşünmek
to think straight Verb
doğru düşünmek
to argue correctly Verb
doğru düşünüşlü
right minded
doğru düzgün
right-thinking Adjective
doğru gidin
(car) keep straight on
doğru hareket
proper action
doğru hareket
proper acuse
doğru hat
straight line
doğru hesap
exact calculation
doğru hesaplama
correct calculation
doğru hesaplamak
to cut it fine Verb
doğru iddia
valid argument
doğru İngilizce
Queen's (King's) English
doğru kambiyo
direct exchange
doğru karar
the right call Noun
Doğru karar!
Good call! Exclamation, Idioms
Doğru karar!
Nice call! Exclamation, Idioms
doğru kıyafet
correct dress
doğru kullanım
proper usage
doğru kullanış
correct
doğru kullanış
correct usage
doğru liste
the correct card
doğru olan
the right call Noun
doğru olan
the right thing Noun
doğru olarak
rightly Adverb
doğru olarak
correctly Adverb
doğru olarak
truly Adverb
doğru olmak
to be correct Verb
doğru olmak
to prove true Verb
doğru olmamak
to not add up Verb
doğru olmayan
indirect
doğru olmayan
incorrect
doğru olmayan
not cricket
doğru önlem
step in the right direction
doğru orantı
direct proportion Noun, Mathematics
doğru orantılı
direct proportion
doğru orantılı
directly proportional Adjective
doğru parçası
segment Noun, Mathematics
doğru parçası
line segment Noun, Geometry
doğru püskürtmeli
direct injection
doğru saat
correct time
doğru şekilde
precisely Adverb
doğru şekilde
appropriately Adverb
Doğru söyle.
Tell me the truth.
doğru söylemek
to tell the truth Verb
Doğru söylüyorsun.
Fair point.
doğru söz
gospel
doğru sözlü
veracious
doğru sözlü
honest
doğru sözlü
truthful
doğru sözlü
outspoken
doğru sözlü
straightforward
doğru tahmin
fair estimate
doğru taraf
right side
doğru tarif
correct description
doğru tartmak
to weigh accurately Verb
doğru üslup
correct style
doğru uygulamak
to application correctly Verb
doğru yanıt
correct answer
doğru yol
straight path
doğru yol
proper way
doğru yol
the correct procedure
doğru yolda
on the right track
doğru yöntem
valid method
doğru yorum
authentic interpretation
doğru yorum
proper interpretation
doğru yüz
right side
doğru zamanda doğru yerde
in the right place at the right time Adverb
Doğru.
True that.
doğuya doğru
easterly
doğuya doğru
eastward
doğuya doğru
in an easterly direction
doğuya doğru
eastern
e doğru
to
eve doğru
homeward bound
eve doğru
homebound
geleceğe doğru
forth
geriye doğru
retrospectively Adverb
güneybatıya doğru
southwesterly
güneybatıya doğru
southwestwards
güneydoğuya doğru
southeasterly
güneydoğuya doğru
southeastwards
güneye doğru
down
güneye doğru
southwards
güneye doğru
southerly
ileriye doğru
onward Noun
ileriye doğru
forward Noun
ileriye doğru
ahead Noun
ileriye doğru
onwards Noun
ileriye doğru
forwards Noun
karaya doğru
onshore
kesinlikle doğru
right on
kuzeybatıya doğru
northwesterly
kuzeybatıya doğru
northwestwards
kuzeydoğuya doğru
north easterly
kuzeye doğru
northwards
ne doğru
adiaphorous
noktalı doğru
dotted line
öğleye doğru
about midday
sabaha doğru
before the break of day Noun
sabaha doğru
before sunrise Noun
sabaha doğru
before dawn Noun
sabaha doğru
just before dawn Noun
sağa doğru
rightward rightwards
uca doğru
downline Information Technology
yana doğru
laterally Adverb
yönüne doğru
to
yukarı doğru
upward
yukarıya doğru
upwards
Turkish-English phrases from Zargan's own database

doğru
Bir uçtan bir uca yönünü değiştirmeden ... doğrultuda devam eden, müstakim