doll

  1. oyuncak bebek, kukla.
  2. (a) (bebek gibi) güzel kız/kadın, (b) canayakın, sevimli, cazip kız çocuğu.
    My grandaughter is a little
    doll. (c) bir kadına cazip gelen delikanlı/erkek.
  3. cömert, yardımsever, yüce gönüllü, âlicenap, hamiyetli kimse.
    Be a doll and pit these dates for me.
    You'll lend me $20? You're a doll, Bill!
taşbebek gibi
kâğıt bebek,: kâğıt veya mukavvadan yapılmış oyuncak bebek. Noun

paper dolls: katlanmış kâğıttan kesilmiş bebek şekilleri dizisi. Noun
bez/kumaş bebek. Noun
süslenmek Verb
şık giydirmek/giyinmek, giydirip kuşatmak/giyinip kuşanmak, süsleyip püslemek/süslenip püslenmek.