dumb

  1. Adjective sersem, budala, aptal, salak, mankafa.
    He's pretty dumb: Pek aptaldır/sersemin biridir.
    Leaving
    the door unlocked is a dumb thing to do.
  2. Adjective dilsiz, konuşamayan.
    Special school for deaf and dumb: Sağır ve dilsizler için özel okul.
    Animals are dumb.
  3. Adjective dili tutulmuş.
    strike dumb: şaşırtmak, hayrette bırakmak, şaşkına çevirmek.
    struck dumb:
    dili tutulmuş, donakalmış, hayretten donmuş/taş kesilmiş.
    The terrible news struck us dumb.
  4. Adjective sessiz, konuşmayan, susmuş, sakit, sükût eden.
    The prisoner remained dumb during his trial.
  5. Adjective sözsüz, konuşmadan yapılan.
    dumb show: sözsüz güldürü.
  6. Adjective kusurlu, istenilen nitelikte olmayan.
    dumb piano keys.
  7. Adjective mimikle yapılan, pandomim şeklinde.
kalakalmak Verb
dili tutulmak Verb
söz söyleyemez olmak Verb
sağır ve dilsiz
şaşırtmak.
yalancı sıtma: gayrımuntazam aralıklarla gelen ve üşüme hissi olmayan sıtma. Noun
(alıştırma için kullanılan) sessiz piyano. Noun
programlanmaz uçbirim Information Technology
sağır ve dilsiz alfabesi Noun
sağır ve dilsiz dili