effects

  1. Noun şahsî/zatî eşya, (taşınabilir) mal.
    personal effects: kişisel mal, zatî/şahsî eşya (giyim vb.).

    no effects: (bankacılıkta) karşılıksız, karşılığı yok.
  2. Noun, Theatre etmenler.
    sound effects: işitsel etmenler.
    effects machine: etmen aygıtı.
ağırlık
yan etkiler Noun
menkul değerlerin satışına müsaade etmek Verb
iş sonuçları Noun
yan etkiler yaratmak Verb
ticari menkul değerler Noun
yankılar Noun
koordinasyon doğurucu etkiler Noun, Competition Law
zararlı etkiler Noun
bir seçimin sonuçları Noun
tüm malvarlığı
ev eşyası.
ışık efektleri Noun
taşınabilir mallar Noun
(çek) karşılıksız
karşılıksız çek
zati eşya
şahsi eşyalar Noun
kamu harcamaları sonucu tüketici harcamaları ve özel yatırımlarda meydana gelen artış
(vasiyetname) mirasın tümü
sahne efektleri Noun
bir kimsenin şahsi eşyalarına el koymak Verb
ses efektleri Noun
verginin etkileri Noun
(Br) henüz hesaba geçirilmemiş kalemler Noun
bir ihbarın sonuçları Noun
bir verginin sonuçları Noun
bir kanun ihlalinin sonuçları Noun
tescil sonuçları Noun
risk sonuçları Noun
savaşın sonuçları Noun
televizyon ya da radyo programı için ses efektleri kayıt bandı
bir fiilin dolaylı sonuçları Noun
verginin engelleyici etkileri Noun
gümrük tarifesinin denge etkileri Noun
bir hastalığın etkilerini duymak Verb
yasanın hak kaybı doğuran sonuçları Noun, Law
savaşın etkilerinden kurtulmak Verb
sıcak havanın etkilerini çekmek (sıcak havadan rahatsız olmak Verb
görsel efekt süpervizörü Noun, Cinema