elden

Turkish-English Translation

  1. by hand
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

açık arttırmayla elden çıkarmak
auction off Verb, Commerce
elden (ödeme)
(payment) under the table Adverb
birinci elden
(at) first-hand
ikinci elden
at second hand
ikinci elden
unoriginal
tez elden
hastily Adverb
tez elden
in one's track
tez elden
quickly Adverb
tez elden
without delay
tez elden
swiftly Adverb
tez elden
urgently Adverb
elden ağıza yaşama (geliri yeme
hand-to-mouth existence
elden bağışlama
absolute gift
elden çıkarıcı
disposer
elden çıkarılacak kıymetler
assets to be disposed off Noun
elden çıkarılamayan stok
frozen inventory
elden çıkarılır
disposable
elden çıkarma
disposition Noun
elden çıkarma
divestment Noun, Economics
elden çıkarma
disposal
elden çıkarma
divestiture Noun, Management
elden çıkarma tarihi
date of disposal
elden çıkarma uzmanı
divestiture trustee Noun, Competition Law
elden çıkarmak
to flog on the market Verb
elden çıkarmak
to sell off Verb
elden çıkarmak
to charge off Verb
elden çıkma
loss
elden düşme
hand- me-down
elden düşme
secondhand
elden düşme eşyalar
secondhand articles Noun
elden düşme fiyatı
secondhand price
elden düşme kitap
secondhand copy
elden düşme mallar
second-hand articles Noun
elden düşmüş otomobil
secondhand car
elden ele dolaşan dergi
circulating magazine
elden ele geçip birine ulaşmak
to come down to someone Verb
elden ele geçirmek
to hand on Verb
elden ele geçirmek
to pass Verb
elden ele geçirmek
to circulate Verb
elden ele geçmek
to change hands Verb
elden ele geçmek
to pass to Verb
elden ele vermek
to pass on Verb
elden geçirme ücreti (ambalaj ve gönderme ücreti
handling charges
elden geldiğince
insofar as
elden gitmek
to go Verb
elden hibe
manual gift
elden hibe
absolute gift
elden kaçırmak
to lose Verb
elden satmak
to sell by hand Verb
elden şifreli telgraf göndermek
to cipher telegrams by hand Verb
elden teslim
manual delivery
elden teslim
delivered by hand
elden teslim edilecektir
to be delivered in person
elden teslim edilen
hand-delivered Adjective
elden teslim edilmek
to be delivered by hand Verb
elden teslim etmek
to hand-deliver Verb
(borsa) menkul değerleri elden çıkarmak
to shake out Verb
(ilim) ışığını elden ele geçirmek
to pass on the lamp Verb
(kitap ile ilgili olarak) elden bırakılamaz
unputdownable
(mal) elden çıkmış olmak
to be off Verb
bir aktif varlık ya da yatırımın satılarak elden çıkarılması
divestiture
bir elden idare edilmek
to be under one administration Verb
bir fırsatı elden kaçırmak
to let an opportunity slip Verb
bir malı elden çıkarmak
to dispose an adr Verb
bir mülkü elden çıkarmak
to part with a property Verb
bir senedi elden çıkarmak
to dispose of a bill Verb
bir senedi elden teslim etmek
to give a bill from hand Verb
bir şeyi elden çıkarmak
to get something off one's hand Verb
bir şeyi elden çıkarmak
to make a market of sth Verb
bir şeyi elden ele geçirmek
to pass something from to hand Verb
bir şeyi elden ele geçirmek
to pass something from hand to hand Verb
bir şeyi elden ele geçirmek
to hand something round Verb
bir şirketteki payını elden çıkarmak
to dispose of one's interest in a firm Verb
birinci elden (yeni olarak) satın almak
to purchase first hand Verb
birinci elden satın almak
to purchase first hand Verb
borsada elden çıkarılabilir değerli kâğıtlar
saleable stock
bütün malını mülkünü elden çıkarmak
to give up all one possesses Verb
değiş tokuş ederek bir malı elden çıkarma
trade- off
değiş tokuş ederek elden çıkarmak
to trade off Verb
disiplini elden bırakma
departure from discipline
durumdan elden geldiği kadar yararlanmak
to make the most of a situation Verb
düşük fiyatla elden çıkarmak
to trade away Verb
fırsatı elden kaçırmak
to omit an opportunity Verb
formalitesiz elden devir
negotiate by delivery only
görgüyü elden bırakmak
to throw propriety to the winds Verb
hisse senetlerini elden çıkarma
realizing shares
hisse senetlerini elden çıkarmak
to realize shares Verb
hisse senetlerini elden çıkarmak
to unload stocks Verb
ihmal yüzünden hak ve tasarrufunu elden kaçırma
lapse
ihtiyaç nedeniyle menkul kıymetlerin elden çıkarılması
spilling stock
ikinci elden (kullanılmış) satın almak
to purchase at second hand Verb
ikinci elden otomobil
utility car
ikinci elden satın almak
to buy second-hand Verb
ikinci elden satış
secondhand sale
ikinci elden satış
resale
ikinci elden satış değeri
resale value
ikinci elden satış fiyatı
resale price
ikinci elden satış kârı
resale profit
ikinci elden satış sözleşmesi
resale agreement
ikincil elden satın alan kişi
subpurchaser
ilk elden edinilen bilgi
inside information
ilk elden satın almak
to purchase at first hand Verb
inancına sımsıkı sarılıp elden bırakmamak
to hold firm to one's belief Verb
kâr amacı ile malı çabuk elden çıkarmak
to scalp Verb
kaynaktan ilk elden edinilen bilgi
first-hand information
kelepiri elden kaçırmamak için atlamak
to jump at a bargain Verb
kitapları ucuz fiyatla elden çıkarmak
to knock down books Verb
kötü bir işi elden geldiğince düzeltmek
to make the best of a bad job Verb
mal ve mülkü elden çıkarma
disposing of property
malını elden çıkarmak
to dispose of one's property Verb
malları elden çıkarmak
to dipose of goods Verb
malları elden çıkarmak
to sell off goods Verb
malları ucuza elden çıkarmak
to flog on the market Verb
mallarını elden çıkarmak
to get off one's merchandise Verb
mektubu elden göndermek
to send a letter by hand Verb
namusu elden gitmek
to forfeit one's honour Verb
okutmak (satıp elden çıkarmak
to barter away Verb
onarmak amacıyla elden geçirmek
to overhaul Verb
post elden gitmek
(slang) to die Verb
senedi elden çıkarmak
to dispose of a bill Verb
stokunu elden çıkarmak
to get one's stock off Verb
tedbiri elden bırakmak
to throw prudence to the winds Verb
tedbiri elden bırakmak
to fling caution to the wind Verb
tek elden çözüm
one-stop solution Noun
tek elden dağıtım anlaşmaları
exclusive distribution agreements Noun
tek elden dağıtım anlaşması
exclusive distribution agreement Noun, Competition Law
tek elden satın alma
centralized purchase
tek elden satın alma
central buying
tek elden satın alma anlaşmaları
exclusive purchasing agreements Noun
tek elden satın alma anlaşması
exclusive purchasing agreement Noun, Competition Law
ucuza elden çıkarmak
to bargain away Verb
üretimi sürmek; üretileni imha etmek, elden çıkarmak
to dispose of the production Verb
yatay elden çıkarma
horizontal divestiture Noun, Competition Law
yeniden elden geçirme maliyeti
recovering costs
yürekliliğini elden bırakmamak
to keep up one's pecker Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database