expand

English-Turkish Translation

  1. Verb, Textile Industry genişletmek
  2. Transitive Verb genişle(t)mek, genleş(tir)mek, (boyut/hacim) büyü(t)mek, şiş(ir)mek.
    Iron expands when it is heated.
    The balloon expanded as it filled with air. He breathed deeply and expanded his chest.
  3. Transitive Verb aç(ıl)mak, yay(ıl)mak, uza(n)mak, uzatmak, germek.
    A bird expands its wings before flying.
  4. Transitive Verb geliş(tir)mek, tevsi/tafsil etmek, genişletmek.
    to expand a short story into a novel.
  5. Transitive Verb, Mathematics (a) çarpanlara ayırmak. (bkz: factor ) (2), (b) matematiksel bir ifadeyi belirli bir tür terimlerin
    toplamı, çarpımı vb. şeklinde yazmak, (c) (bir işlevi) seriye açmak, seri halinde yazmak.
  6. Transitive Verb içini/kalbini/sırlarını açmak, açılmak.
    This quiet young man expands only when he is among the friends.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

expand one's business
işi genişletmek Verb
expand one's business
işini büyütmek Verb
expand one's business
işini genişletmek Verb
expand one's producing facilities
üretim tesislerini genişletmek Verb
expand one's production facilities
üretim kapasitesini genişletmek Verb
expand one's territory
topraklarını genişletmek Verb
expansion of claims
davanın genişletilmesi Noun, Law
expand an argument
bir fikri işlemek Verb
expand credit
kredi kolaylığını genişletmek Verb
expand government spending
kamu harcamalarını arttırmak Verb, Economics
expand into
büyüyüp girmek Verb
expand into
büyüyerek girmek Verb
expand its plant
tesislerini genişletmek Verb
expand membership
üye sayısını artırmak Verb
expand on something
birşeyi ayrıntılarıyla açıklamak Verb
expand on something
birşeyi açmak Verb
expand on something
birşeyi ayrıntılandırmak Verb
expand on/upon
ayrıntılarıyla anlatmak, tafsil etmek, teferruata girişmek.
I'm quite satisfied with your explanation,
so there's no need to expand on it.
expand operations
işletmeyi genişletmek Verb
expand the currency
tedavüldeki parayı çoğaltmak Verb
expand the floating debt
dalgalı borçları artırmak Verb
expand the welfare rolls
sosyal yardım listesini genişletmek Verb
expand upon something
birşeyi ayrıntılandırmak Verb
expand upon something
birşeyi açmak Verb
expand upon something
birşeyi ayrıntılarıyla açıklamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database