Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
fake
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
uydurmak, (yalan vb.) düzmek.
I thought he was telling the truth, but he was faking.
taslamak, taklit yapmak, … imiş gibi göstermek/görünmek, yalandan yapmak, yapmacık/gösteriş yapmak.
to
fake illness: sayrımsamak, hastalık taslamak, temarüz etmek.
He faked illness so that he did not have to work.
sahtesini yapmak, taklit etmek, sahtekârlık yapmak.
I thought the painting was original but it had been faked.
sahte, uydurma, düzmece, asılsız, yalancı, kalp, taklit (şey).
The beggar's limp was a fake.
a
fake testimonial: yalancı şahitlik.
sahtekâr/yalancı/hilekâr kimse, şarlatan.
I thought he was a priest but he was a fake and robbed me.
uydurma/asılsız haber, söylenti vb.
(sihirbazın) sihir aleti.
Maritime Traffic
(a) halat kangalı, (b) halatı kangal yapmak, (c) kangal yapma usulü.
flake
ile ayni anlama gelir. (halatı) kangal yapmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
Flemish fake
Felemenk düğümü.
fake a balance sheet
hileli bilanço düzenlemek
Verb
fake a balance sheet
bilançoda rakamlarla oynamak
Verb
fake a balance sheet
sahte bilanço düzenlemek
Verb
fake check customer
(US) sahte çek düzenleyen kişi
fake cheque customer
sahte çek veren müşteri
fake coin
kalp para
fake ID
sahte kimlik
Noun
fake invoice
naylon fatura
fake news
asparagas haber
Noun, Media-Publishing
fake post
asılsız paylaşım
Noun
fake revolutionism
sahte devrimcilik
Noun, Politics-Intl. Relations
fake terrorist group
naylon terör grubu
Noun
fake up
uydurmak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.