kibar sınıfa/yüksek tabakaya mensup (kimse).
şöyle böyle, yarım yamalak, üstünkörü, sallapati, çat pat.
He speaks French after a fashion: Yarım
yamalak/çat pat Fransızca konuşur.
çok tutulan moda olmak
Verb
sistemli bir şekilde düzenlemek
Verb
moda olmak.
Long hair is very much in fashion now.
modayı aynen yansıtmak
Verb
düzgün, muntazam, yerli yerinde.
All shipshape and Bristol fashion: Herşey yerli yerinde.
moda olmak.
Long hair is very much in fashion now.
bir işi ağırdan alarak yapmak
Verb
bir şeyi acelesiz yapmak
Verb
en son modaya göre giyinmek
Verb
(US) sonbahar modası
Noun
hiçbir şeye aldırmayan yaşam tarzı
şöyle böyle, yarım yamalak, üstünkörü, sallapati, çat pat.
He speaks French after a fashion: Yarım
yamalak/çat pat Fransızca konuşur.
çok dağınık bir hayat sürmek
Verb
ezberden ya da mekanik bir biçimde öğrenmek ya da tekrarlamak
Verb
moda çıkarmak/yaratmak, örnek olmak.
örnek olmak, moda çıkarmak.
kaba bir şekilde konuşmak
Verb
yeni bir moda yaratmak
Verb
yeni bir moda çıkarmak
Verb
yeni bir moda çıkarmak
Verb
modaya yeni bir yön vermek
Verb
moda tasarımı
Noun, Education-Training
moda tasarım
Noun, Employment
Moda Tasarımı Bölümü
Noun, Education-Training
Holivud kırmızısı
Adjective
son modaya göre giyinen kimse.
Noun
modaya öncülük etmek
Verb
toptancı konfeksiyonculuk
toptan konfeksiyon ticareti
Moda Tasarımı Bölümü
Noun, Education-Training