fig

  1. Noun, Plant Species incir
  2. Botany incir ağacı
    (Ficus Carica).
  3. incir, yemiş.
  4. önemsiz/incir çekirdeğini doldurmayan şey.
    His help wasn't worth a fig.
  5. hakaret ifade eden bir jest: başparmağı işaret ve orta parmaklar arasına sokup eli yumruk yaparak ileri uzatma. (bkz: fico ).
  6. giyim, kuşam, elbise, esvap, teçhizat, donanım.
    in full fig: giyinip kuşanmış.
    to appear in a party in full fig.
  7. durum, hal, şekil.
    in good fig: keyfi yerinde.
  8. hakaret etmek, hakaret jesti yapmak, 9 .
    fig out: giydirmek, kuşatmak.
kazayağı Noun, Plant Species
kaz ayağı Noun, Plant Species
önem/metelik vermemek.
not to care a fig for: vız gelmek.
I don't care a fig (for) what you think/for your opinion.
kauçuk ağacı Noun, Botany
incir yaprağı. Noun
(bir şeyi yetersizce veya hile ile) örtmeye/gizlemeye çalışan şey. Noun
incir kadifesi
(Mesembryanthemum). Güney Afrikada yetişen ve incire benzer meyvesi olan bir bitki.
Beyaz-pembe çiçekler açar.
Noun
incir
donatmak, süslemek.
incir arısı
(Blastophaga psenes): incirlerin döllenmesinde yararlı küçük yabani arı. Noun
vetch Noun

İki çenekliler sınıfının baklagiller familyasından, hayvan ... çok yıllık otsu bitki