follow up

  1. (a) peşini bırakmamak, inatla/ısrarla izlemek/takip etmek, vazgeçmemek.
    follow up a clue: bir
    ipucunu izlemek. (b) üstelemek, teyit/tekit etmek.
    He followed up his first request by asking again a week later. (c) (sonuca/başarıya ulaş(tır)ın-caya kadar) izlemek/takip etmek.
    follow up a victory: bir zaferi sonuna kadar getirmek.
arka sına düşmek Verb
bir ipucunu izlemek Verb
mektup butan sonra ödeme emri göndermek Verb
mektuptan sonra bir ödeme emri göndermek Verb
meseleyi takip etmek Verb
bir meseleyi takip etmek Verb
bir işi takip etmek Verb
bir zaferden iyice yararlanmak Verb
devam kampanyası Noun
bir avantajdan azami yararlanmak Verb
fırsattan yararlanmak Verb
tamamlayıcı tedavi
iş takibi dosyası Noun
iş takibi talimatı
faturaları takip etmek Verb
tekit mektubu
iş takipçisi
cevap bekleyen mektupları cevaplandırmak Verb
iş takibi emri
takip emri
referansları kontrol etmek Verb
belirli bir konuda alınan mesafeyi görüşmek üzere yeniden toplanma
takipçilik işi
izleme, kovuşturma, takip.
üsteleme, tayit, tekit.
(bir şeyi) izleyen, takip eden, (bir şeyin) arkasından giden/gönderilen/yapılan.
a follow-up circular.
He needed a follow-up treatment from a specialist doctor.
takip süreci Noun