fortuitous

English-Turkish Translation

  1. Adjective tesadüfi
  2. Adjective arızi
  3. Adjective rasgele, gelişigüzel, tesadüfî, beklenmedik, umulmadık, raslantı sonucu vaki olan, arızî, olumsal, geçici.

    a fortuitous meeting: umulmadık tesadüf.
    a fortuitous acquaintance: tesadüfî tanışma.
  4. Adjective mutlu, mes'ut, bahtiyar.
    Let me wish you joy on this fortuitous occasion!
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

casus fortuitous
tesadüfen vukua gelen olay
casus fortuitous
önlenmesi olanaksız kaza
fortuitous collision
kusursuz çarpışma
fortuitous event
rastlantı
fortuitous event
beklenmedik olay
fortuitous event
tesadüfi olay
English-Turkish phrases from Zargan's own database