fusion

  1. Noun, Physics füzyon
  2. Noun ergi(t)me.
  3. Noun ergitip birleştirme/kaynatma, ergiyip birleşme/kaynaşma.
  4. Noun birleşme, kaynaşma, karışma, karışım.
    A theoretical production is the fusion of many talents.
  5. Noun (a) siyasî partilerin birleşmesi, (b) birleşmiş partiler, koalisyon.
  6. Noun
    nuclear fusion ile ayni anlama gelir. kaynaşım: yeğni öğe çekirdeklerinin birleşerek daha ağır
    bir çekirdek oluşturması, örneğin Deuterium atomlarının birleşip Helyum meydana getirmesi. (bkz: fission ).
ekonomik kaynaşma
ergime ısısı: ergime sıcaklığında birim kütleli bir cismin katı halden tamamen sıvı hale geçmesi için
gereken ısı. latent heat
fusion ile ayni anlama gelir. kaynaşım: yeğni öğe çekirdeklerinin birleşerek daha ağır bir çekirdek
oluşturması, örneğin Deuterium atomlarının birleşip Helyum meydana getirmesi. fission.
hükümet koalisyonu
hydrogen bomb
ortak aday
siyasal partilerin birleşme birleşimsi
siyasal partilerin birleşmesi