get with

  1. ilgilenmek, uymak.
hamile bırakmak Verb
gebe bırakmak Verb
uyanık/müteyakkız bulunmak, tetikte bulunmak.
ilgilenmek, (işe) girişmek.
geçinilmesi güç bir kişi olmak Verb
geçinilmesi kolay olmak Verb
geçinilmesi kolay olmak Verb
ciddî bir şekilde ele almak, ciddî olarak uğraşmak/halle çalışmak/üzerine eğilmek.
The speaker talked
a lot, but never really got to grips with the subject.
geçinilmesi kolay kişi
tanışmak Verb
dinleyicilerle iletişim kurmak Verb
bağdaşmak Verb
(a) anlaşmak, uyuşmak, geçinmek.
He can't get along with anyone : Kimse ile geçinemez. (b)
k.d.
çekilip gitmek.
It's time for me to be getting along: Gitme zamanıdır (çekilip gitmeliyim).
Get along with your work: Sen kendi işine bak!
Get along with you! Haydi oradan/haydi git/çek arabanı/haydi canım/amma yaptın ha/sana inanmıyorum.
herkesle iyi geçinmek Verb
hadi canım sen de
(a) (bir işten zararsız/cezasız) sıyrılmak, yakasını kurtarmak, şüphe uyandırmadan/yakalanmadan atlatmak.

You'll never get away with it: Bundan yakanı kurtaramazsın (Bunu senin yanına koymam).
How did he get away with cheating? (b) (yiyecek/içecek) tüketmek, sarfedip bitirmek.
The crew got away with over ten cases of beer that afternoon. (c)
get away with you! Haydi canım! Haydi oradan!
bir şeyden cezasız paçasını kurtarmak Verb
bir kötülüğün/suçun cezasını çekmemek, cezasız sıyrılmak/kurtulmak.
They get away with murder:
İşledikleri suçlar/cinayetler cezasız kalıyor (Ne yapıp yapıp cezasız kurtuluyorlar).
sözleşmenin ifasında gecikmek Verb
bıkmak Verb
usanmak Verb
kireçlenmek Verb
küsüşmek Verb
bitirmek, tamamlamak, ikmal etmek.
get1 (47).
birisinden acısını çıkarmak Verb
misliyle karşılık vermek Verb
acısını burnundan fitil fitil çıkarmak Verb
yaka silkmek Verb
işinde ilerlemek Verb
birine karşı küstahlık etmek Verb
(a) küstahlık/arsızlık/saygısızlık yapmak.
Don't get funny with me! (b) aldatmaya kalkışmak.
gözüne girmek.
irtibat kurmak Verb
firma ile ilişki kurmak Verb
biriyle temasa geçmek Verb
bir firma ile ilişki kurmak Verb
önemli kişilerle dostluk kurmak Verb
biriyle iyi anlaşmak Verb
böceklenmek Verb, Food-Kitchen
bitlenmek Verb
biriyle temasa geçmek Verb
(mukabil cinsten biri ile) işi pişirmek, sıkıfıkı olmak, tavlamak.
She got off with him 5 minutes
after the party started: Beş dakika içinde onunla işi pişirdi.
para cezasıyla kurtulmak Verb
ceza ile kurtulmak Verb
paçasını kurtarmak Verb
birisine takılmak Verb
kur yapmak Verb
biriyle cinsel ilişkiye girmek Verb
herkesle iyi geçinmek Verb
(a) devam etmek.
get on with your work. (b) acele etmek, elini çabuk tutmak.
Get on (with it),
we've a train to catch.
Get on with you! Haydi canım!
çalışmalarını ilerletmek Verb
biriyle geçinmek Verb
işiyle başa çıkmak Verb
biriyle başa çıkmak Verb
istenilmeyen ama gerekli olan bir şeyi son kez yapmak Verb
ilk ve son olarak istenilmeyen ama gerekli şeyi yapmak Verb
biriyle fiziksel olarak yakınlaşmak Verb, Sexuality
biriyle cinsel olarak yakınlaşmak Verb, Sexuality
biriyle sevişmek Verb, Sexuality
birine el kaldırmak Verb, Criminal Law
birine vurmak Verb, Criminal Law
birini tartaklamak Verb, Criminal Law
birini dövmek Verb, Criminal Law
birine fiziksel şiddet uygulamak Verb, Criminal Law
hakkından gelmek.
biriyle alacak vereceği kalmamak Verb
bir işi ciddi olarak ele almak Verb
işini bitirmek Verb
hedefe varmada yol almak Verb
bir işe ciddi olarak el atmak Verb
bir sorunu çözmede başarılı olmak Verb
şişinmek Verb
biriyle alacağı vereceği kalmamak Verb
bir sorunla mücadele etmek Verb
yakasını kaptırmak Verb