give for

Convention for the Protection of Human Rights and Fundamental Freedoms, Conferring upon the European Court of Human Rights Competence to Give Advisory Opinions

İnsan Hakları Adalet Divanının İstişari Mütalaa Yetkisini Kabul Konusunda Ana Hürriyetler ve İnsan Haklarının Noun, International Law

give (a person) credit for

(a) (bir kimseyi) haklı/yetenekli saymak, hakkını teslim etmek, (b) kredi açmak, (c) eserin sahibini

give (make out) a receipt for sth

bir şey için makbuz vermek Verb

give (someone) what for

şiddetle azarlamak/dövmek, ağzının payını vermek, dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek.

give a handle for calumny

iftiraya yer vermek Verb

give a long price for sth

bir şey için fazla para vermiş olmak Verb

give a quotation for building a garage

garaj inşaatı fiyat teklifi vermek Verb

give a quotation for building a house

bir ev inşaatı için fiyat teklifi vermek Verb

give a second reading for a bill

bir kanun tasarısını ikinci kez okumak Verb

give a tradesman an order for goods

bir tüccara mal siparişi vermek Verb

give cause for

sebebi olmak Verb

give cause for apprehension

neden bulmak Verb

give cause for apprehension

korkmak için haklı neden bulmak Verb

give cause for complaint

şikâyete neden olmak Verb

give consideration for a bill

bir poliçe için provizyon vermek Verb

give credit for

inanmak Verb

give credit for

sanmak Verb

give ground for

-e mahal vermek/yol açmak, sebep olmak, imkân vermek.

give in for a rise

fiyatların yükseleceğini bekleyerek hisse satın almak Verb

give judgment for …

… lehine karar vermek Verb, Law

give judgment for …

…in lehine karar vermek Verb, Law

give money to bank for safekeeping

parayı bankaya emanet etmek Verb

give money to the bank for safekeeping

saklatmak üzere parasını bankaya tevdi etmek Verb

give money to the bank for safekeeping

saklaması için parayı bankaya emanet etmek Verb

give one's ears for it

fedakârlık yapmak Verb

give one's ears for sth

bir şeye kulak kabartmak Verb

give one's life as a sacrifice for one's country

canını vatanına feda etmek Verb

give one's life for

kurban olmak Verb

give one's mite for a good cause

karınca kararınca yardım etmek Verb

give one's vote for a candidate

bir aday için oyunu kullanmak Verb

give orders for the work to be started

işin başlaması için emir emr vermek Verb

give orders for the work to be started

işin başlaması için emir vermek Verb

give scope for

tanımak Verb

give scope for

cesaretlendirmek Verb

give someone a plump no for an answer

birine dosdoğru olumsuz yanıt vermek Verb

give someone food for thought

birini düşündürmek Verb

give someone scope for his activities

birine hareket serbestliği vermek Verb

give someone tit for tat

birine misli ile mukabele etmek Verb

give someone what for

birini doğduğuna pişman etmek Verb

give someone what for

birine gününü göstermek Verb

give someone what for

birine hesap sormak Verb

give something for something

birşey için birşey ödemek Verb

give something for something

birşeyin karşılığında birşey vermek Verb

give something for something

birşeyi birşeye almak Verb

give something in exchange for sth

bir şeyi bir şeyle değişmek Verb

give the reasons for a judgment

varılan kararın nedenlerini açıklamak Verb

give the signal for retreat

geri çekilme (ricat) borusunu çalmak Verb

give up for lost

kaybolmuş gözüyle bakmak Verb

give up for lost

kaybolmuş nazarıyla bakmak Verb

give up someone for lost

birini kayıp kabul etmek Verb

give value for

karşılığını vermek Verb

provide (to give consideration) for a bill of exchange

provizyon vermek Verb