giyim

Turkish-English Translation

  1. Noun, Textile Industry clothing
  2. dress
  3. costume
  4. dressing
  5. tire
  6. trim
  7. feather
  8. apparel
  9. toilette
  10. garb
  11. attire
  12. mode of dressing
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Bavul, el çantası ve benzerleri ile saraçlık ve koşum takımı imalatı (deri giyim eşyası hariç) (NACE kodu: 15.12)
Manufacture of luggage, handbags and the like, saddlery and harness (NACE code: C15.1.2) Noun, Trades-Professions
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda giyim eşyalarının perakende ticareti (NACE kodu: 47.71)
Retail sale of clothing in specialised stores (NACE code: G47.7.1) Noun, Trades-Professions
Deri giyim eşyası imalatı (NACE kodu: 14.11)
Manufacture of leather clothes (NACE code: C14.1.1) Noun, Trades-Professions
Diğer dış giyim eşyaları imalatı (NACE kodu: 14.13)
Manufacture of other outerwear (NACE code: C14.1.3) Noun, Trades-Professions
Diğer giyim eşyalarının ve giysi aksesuarlarının imalatı (NACE kodu: 14.19)
Manufacture of other wearing apparel and accessories (NACE code: C14.1.9) Noun, Trades-Professions
Dokusuz kumaşların ve dokusuz kumaştan yapılan ürünlerin imalatı, giyim eşyası hariç (NACE kodu: 13.95)
Manufacture of non-wovens and articles made from non-wovens, except apparel (NACE code: C13.9.5) Noun, Trades-Professions
Giyim eşyalarının imalatı (NACE kodu: 14)
Manufacture of wearing apparel (NACE code: C14) Noun, Trades-Professions
Giyim eşyası dışındaki tamamlanmış tekstil ürünlerinin imalatı (NACE kodu: 13.92)
Manufacture of made-up textile articles, except apparel (NACE code: C13.9.2) Noun, Trades-Professions
İç giyim eşyası imalatı (NACE kodu: 14.14)
Manufacture of underwear (NACE code: C14.1.4) Noun, Trades-Professions
Kürk hariç, giyim eşyası imalatı (NACE kodu: 14.1)
Manufacture of wearing apparel, except fur apparel (NACE code: C14.1) Noun, Trades-Professions
Örme (trikotaj) ve tığ işi (kroşe) diğer giyim eşyası imalatı (NACE kodu: 14.39)
Manufacture of other knitted and crocheted apparel (NACE code: C14.3.9) Noun, Trades-Professions
şehir giyimi
townwear
tatil giyimi
leisure wear
Tekstil, giyim eşyası ve deri üretiminde kullanılan makinelerin imalatı (NACE kodu: 28.94)
Manufacture of machinery for textile, apparel and leather production (NACE code: C28.9.4) Noun, Trades-Professions
Tezgahlar ve pazar yerleri vasıtasıyla tekstil, giyim eşyası ve ayakkabı perakende ticareti (NACE kodu: 47.82)
Retail sale via stalls and markets of textiles, clothing and footwear (NACE code: G47.8.2) Noun, Trades-Professions
gündelik giyim
casual wear Noun
hazır giyim
ready to wear
hazır giyim
(Fr.) pret a porter
hazır giyim
ready wear
hazır giyim
hand- me-down
hazır giyim
ready-to-wear
hazır giyim
ready- to-wear
hazır giyim
off the peg clothes
hazır giyim
ready-made clothing Noun, Textile Industry
iç giyim
underwear Noun, Textile Industry
konfeksiyon giyim
reach me downs
süslü giyim
finery
giyim eşyası
clout Noun
giyim eşyası
articles of dress Noun
giyim eşyası
wear Noun
giyim eşyası
clothing Noun
giyim eşyası mağazası
(US) clothing store
giyim eşyası mağazası
clothing store
giyim eşyası satan dükkân
outfitting shop
giyim eşyası şubesi
outfitting department Noun
giyim eşyası üretimi
clothing manufacture
giyim evi
clothing store
giyim evi
(US) clothing store
giyim kuşam
dress and finery
giyim kuşam
wearing apparel
giyim kuşam eşyası satan kişi
outfitter
giyim kuşamı yerinde
carefully dressed
giyim kuşamına titizlik göstermek
to be particular about one's dress Verb
giyim kuşamını kendi finanse etmek
to find oneself in clothes Verb
giyim kuşamıyla caka satmak
to make a parade of one's apparel Verb
giyim mağazası
clothing store
giyim mağazası
apparel store
giyim mağazası
(US) clothing store
giyim ödeneği
clothing allowance
giyim sanayi
rag trade
giyim sanayii
clothing industry Noun
giyim ve kuşam
uniform and accessories Noun, Military
giyim yardımı
clothing allowance
biçim veren (özellikle giyim eşyasına
fashioner
biçim verme (özellikle giyim eşyasına
fashioning
çocuk giyim kısmı
children's department
erkek giyim eşyası satan
gentleman's outfitter
erkek giyim reyonu
men's clothing department
hazır giyim eşyası almak
to buy addres off a peg Verb
hazır giyim reyonu
ready-to-wear department
hazır giyim reyonu
ready- to-wear department
moda giyim eşyası
fashion wear Noun
moda giyim eşyası
fashionwear Noun
nefis giyim zevki olmak
to have an excellent taste in dress Verb
nefis giyim zevki olmak
to have excellent taste in dress Verb
pahalı giyim zevki olmak
to have expensive tastes in clothes Verb
pahalı giyim zevki olmak
to have an expensive tastes in clothes Verb
pardesü gibi giyim eşyası
outerwear Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Giyilen şey, giyecek, elbise
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.