growth

  1. büyüme, gelişme, inkişaf, artma, artış, çoğalma, yetişme.
    There has been a sudden growth in economy.
  2. büyümüş/kemale ermiş hal, kemal, olgunluk.
    Trees take many years to reach their full growth.
  3. ürün, mahsul.
    Oranges of Turkish growth.
  4. büyümüş/gelişmiş şey.
    a growth of weeds. Nails are thin horny growths at the ends of the fingers.
  5. Pathology şiş, ur, marazî teşekkül.
    a cancerous growth.
  6. kaynak, menşe, mal, … de yetişen.
    Ideas of foreign growth. Onions of English growth.
  7. gelişen, büyüyen, artan, çoğalan, ilerleyen.
    a growth industry.
    growth stock: ileride değerinin
    artması beklenen hisse senedi.
epidermal büyüme faktörü reseptörü Noun, Biochemistry
vasküler endotelyal büyüme faktörü Noun, Biochemistry
farklıölçekli büyüme (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
bakteri üremesi (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
bilanço büyümesi
muvazeneli kalkınma
dengeli büyüme
dengeli ekonomik gelişme
dengeli iktisadi gelişme
kâr artışı Noun, Accounting
büyüme kapasitesi
menkul değerler piyasasındaki artış (birçok yatırım şirketlerinin istediği uzun vadeli hedef
sermaye büyümesi
şehrin büyümesini kontrol altına almak Verb
şirketin büyümesi
(US) şirketin büyümesi
büyüme hızının düşmesi
talep artışı Noun, Economics
mevduatın çoğalması
büyümeyi destekleyen unsur Noun, Economics
kazanç artışı
ihracat önderliğinde büyüme
iktisadi kalkınma
ekonomik büyüme
ekonomik kalkınma
ekonomik gelişme (ülke milli gelirinin artış hızı
büyümenin etkisi Noun
eşit orantılı büyüme
eşit oranlı büyüme
mevcut faaliyet alanlarının daralması nedeniyle yeni büyüme olanakları arayan şirketlerin durumu
ihracata yönelimli büyüme
ihracat artması
ihracatın artması
ihracata yönelik büyüme
ihracata yönelik büyüme
ihracata yönelimli büyüme
ihracata dayalı büyüme Noun, Economics
ekonomik büyüme eğrisinin düzleşmesi Noun
hızlı büyüme
1960'lı yıllarda hisse senedi fiyatlarının
temettüler ve kıymetli kâğıt piyasası kazançlarının önceden tahmin edilemeyeceği kuramı için bulunmuş terim
fakirleşen büyüme
yoksullaşan büyüme
gelir artışı Noun
sanayi gelişimi
sınai gelişim
sanayii gelişimi
sınai gelişim
stok artması
büyüme sınırları Noun
uzun vadeli büyüme
piyasanın büyümesi
paranın büyümesi
mantar gibi büyüme, birdenbire büyüyüp yayılma.
doğal büyüme
güdük kalmak Verb
büyüme olanağı
organik büyüme
organik büyüme (başka şirketler satınalma yerine , iç bünye gelişmesi yoluyla iş hacminin artırılması
masraf büyümesi
hâsılatın artması
uzun süren büyüme devresi
nüfus artması
nüfus artışı
büyüyüp gelişme imkânı
büyüme süreci
imalatın artması
verimlilik büyümesi
mesleki gelişim Noun, Management
kâr artışı Noun, Accounting
çabuk büyüme
çabuk büyüme
ekonomik büyüme oranı
büyüme hızı
büyüme oranı
gelir artış oranı Noun
para çoğalma oranı
büyümenin yeniden hızlanması
reel büyüme
gerçek ücret artışı
ciro artışı Noun
ikinci ürün.
ağır gelişme
kar topu gibi büyüme
kartopu gibi büyüme
büyümenin aşamaları Noun
büyümenin aşamaları Noun
stok büyümesi
sürdürülebilir ekonomik büyüme
sürdürülebilir büyüme Noun, Economics
ciro artışı Noun, Accounting
turistik gelişim
seyahat trafiğinin artması
gayri safi milli hâsılanın büyüme oranı trendi
gayri safi milli hasılanın büyüme oranı trendi
sermaye yatırımının ekonominin değişik alanlarında değişik büyüme hızı göstermesi
dengesiz büyüme
işsizlik artması
şehrin büyümesi
dikey büyüme
ülkenin kişi başına düşen gelirinin kayda değer bir artış göstermemesi durumu
sıfır gelişme
ürün yetiştirme alanı
büyüme eğrisi
büyüyüp gelişme çağı
büyüme tahmini
kazanç artışı
gayrisafi yurtiçi hâsılanın artması Noun, Economics
imalatın artması
verimlilikte artış
satışlarda artış
ekonomide gelişme
dünya ekonomisinde büyüme
gelişen sanayi
bilançonun oluşması
işin büyümesi
sermayenin artması
ihracatın artması
gelir artması
nüfus artışı
güç artışı
rezervlerin artışı
ticaretin gelişmesi
büyüme potansiyeli
büyüme süreci
büyüme hızı
büyüme oranı
(US) gayri safi milli hâsıla ve işsizliğin çok artmakta olduğu bir durum
yıllık halka, yaş halkası: ağaçlarda biri ilkbaharda, öbürü yazın oluşan içiçe iki halka.
sahibine sermaye kazancı sağlayan hisse senedi
dolayısıyla fiyatı yükselen ve sahibine sermaye kazancı sağlayan hisse senedi
diğer hisselere göre ilerde daha fazla prim yapması ihtimali yüksek olduğu için yatırımcıların tercih ettiği
diğer hisselere göre ileride daha fazla prim yapma olasılığı yüksek olduğu için yatırımcılarca tercih
edilen ve böylece fiyatı yükselen ve buna bağlı
sahibine sermaye kazancı sağlayan hisse senedi
yatırımcıya öteki hisse senetlerinden (temettü olarak) sağladığı gelirden oransal olarak daha çok sermaye
büyümesi (tahvil ya da hisse senedi değerind
büyüme teorileri Noun
beş günlük sakal
yıllık bileşik büyüme oranı Noun, Economics
ekonomik gelişme hızı
ağır sanayilerin gelişmesini teşvik etmek Verb
gelir artış oranı Noun
para büyüme hızı
bir banliyönün çabuk büyümesi
doğal büyüme hızı
sıfır büyüme hızı
nüfus artış oranı
bir milletin büyümesini engellemek Verb
hedefimiz gelecek yıl içerisinde % 3'lük büyüme gerçekleştirmektir
ciro büyüme hızı
yıllık büyüme oranı
İstikrar ve Büyüme Paktı